Antalya için Kelebek etkisi!

Vikipedia’da şöyle tarif ediliyor… Kelebek etkisi; bir sistemin başlangıç verilerindeki küçük değişikliklerin büyük ve öngörülemez sonuçlar doğurabilmesine verilen addır. Edward N. Lorenz’in çalışmalarından biri olan Kaos Teorisi şu örnek ile ünlenmiştir; “Amazon Ormanları’nda bir kelebeğin kanat çırpması, ABD’de fırtına kopmasına neden olabilir. Farklı bir örnekle bu, bir kelebeğin kanat çırpması, Dünyanın yarısını dolaşabilecek bir kasırganın oluşmasına neden olabilir.”

Antalya’da 177 kelebek türünün varlığını biliyor musunuz? Sanmıyoruz. Çünkü çevremize karşı ilgisiziz.

Biz ilk kez ATAV Başkanı Nizamettin Şen’in yazılarından ve twit’lerinden okuduk. Antalya’da bir “Kelebek Gözlem Grubu” varmış meğer.

Küçük bir araştırma sonucu Prof. Dr. Olcay Yeğin’in çabası ile kurulan Antalya Kelebek Gözlem Grubu’nun 20 yıl süren gözlemleri sonucu 177 kelebek türü belirlediğini öğrendik.

Yeğin’in verdiği demeçlerden öğrendiğimize göre; İngiltere’de 50, Danimarka’da 55, Finlandiya’da 125, Macaristan’da ise 150 tür kelebek bulunuyor. Türkiye’de ise sadece Antalya’da 177 tür gündüz kelebeğinin yaşıyor. Ne büyük zenginlik değil mi.

Prof. Dr. Olcay Yeğin, eşi Gülten hanım ve öğrencileri, Antalya’nın Termessos, Koru Dağı ve Çimi Yaylası’nda özel izinlerle yaptıkları gözlemlerde tespit ettikleri kelebek türlerini fotoğraflayıp belgelemişler. Kelebek üzerine otorite olan “CollinsButterfly Guide” kitabının yazarları TomTolman ve Richard Lewington’a da onaylatmışlar.

Prof. Dr. Yeğin, “bir bölgedeki kelebek sayısının belli bir seviyede olmasının, o bölgenin doğal olarak korunduğu” anlamına geldiğini ifade ediyor.

Bu çok önemli, yani ne kadar çok kelebeğiniz varsa, o kadar korunmuş bir doğaya sahipsiniz.

Son 30 yılda Antalya ve bölgesinde turizmle birlikte, özellikle sahillerde artan aşırı yapılaşmayı ve kaybolan tarihi ve doğal güzelliklerimizi düşününce, kelebek zenginliğimizi korumuş olmamız önemli bir artı değer.

Amacımız eleştirmek değil elbette. Amacımız yeni öğrendiğimiz zenginliğimizi daha fazla insanın tanıması ve kentimiz için yeni çekim aracı olarak kullanılmasını sağlamak.

177 kelebek türünden 3 tanesi endemik kelebek türü, yani sadece Türkiye’ye özgü imiş… Bunlar; “Anadolu Karagöz Mavisi”nin bir türü olan “Eckweileri” Koru Dağları’nda, “Attalos Mavisi” Antalya’da, “Carbonel Mavisi” ise Antalya, Denizli ve Isparta’da yaşıyor.

Yeğin, uzun yıllardır yaptıkları çalışmalar sonucunda kelebeklerin “baharın müjdecisi” olduğunu tespit etmiş.

Yeğin tespitleri şöyle;

“Antalya, kelebek gözlemciliği için çok avantajlı bir coğrafya. Kentin kelebekleri 11 ay boyunca uçar. Bazı türler de vardır ki sadece Antalya’da gözlenebilir. Bunlardan en önemlilerinden biri ‘Yalancı Apollo’dur. Bu kelebeği gözlemlediğinizde anlarız ki bahar başlamıştır.”

Tıpkı kuş ve doğa gözlemcileri gibi “Kelebek” gözlemcilerinin de dünyayı gezdiğini ve bir turizm hareketi yarattığını belirten Yeğin, Uzakdoğu’da ve Avrupa’da kurulan kelebek seralarının turizm için çekim merkezleri olduğunu söylüyor. Antalya kelebek seraları kurmak için çok uygun bir kent. Zira hem iklim uygun hem de dünyanın bir çok ülkesinden fazla kelebek türü bulunuyor.

Yine Yeğin’in ifadesi ile;“Türkiye bu işe hiç girişmedi ama batıya giderseniz, kelebek seraları vardır. Oralarda üretirler ve insanlara müze gibi sunarlar. Seraları ziyaret eden insanlar gezer, fotoğraf çeker ve buraya girmek için para öder. Özellikle Güneydoğu Asya’da böyle alanlar var. Bu işi becerebilirseniz, Antalya’ya gelen turisti kelebek seralarına yönlendirip gezdirebilirsiniz. Seraların yanında özel sit alanlarında korumalı olarak kelebek turizmi yapılabilir. Bugün birçok insan pars, çita, aslan görmek ve fotoğraflamak için büyük paralar ödeyerek dünyanın ulaşılması zor coğrafyalarına gidiyor. Türkiye de elindeki kelebek çeşitliliğini avantaja dönüştürüp, doğal ortamları kontrollü turizme açarak, kazanç sağlayabilir. Sadece İngiltere’de 10 bine yakın kelebek gözlemcisi var.”

Dileriz Antalya Kelebek Gözlem Grubu’nun çalışmaları Antalya için bir “Kelebek Etkisi” yaratır ve sonuç bulur.

Bu zenginliğimizi koruyup tanıtabilirsek, bundan hem Antalya turizmi hem de Antalyalılar kazançlı çıkacaktır.

İlk çalışma da EXPO 2016 Antalya kapsamında yapılabilir. EXPO Alanı’nda kurulacak bir kelebek serası büyük ilgi çekecektir.

Antalya ve çevresinde görülen bir kelebek türü olan “Yalancı Apollo”nun, baharın müjdecisi olduğu belirtiliyor.

Yorum

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir