Antalyaspor’un İlk Yarı Karnesi

Süper Lig’te  ilk yarı bitti. Sezonun ilk yarısı için 07 Harfli güzel bir değerlendirme yapmış. Sezon başından bugüne kadar ki dönemi Antalyaspor adına güzel özetlemişler. Yazının bir kısmını paylaşıyoruz. Devamını ve Antalyasporla ilgili tespitleri 07 Harfli’nin kendi blogundan okuyabilirsiniz.

(…)”Alışılmışın dışında bir lige başlayacağımız 3 Temmuz’da belli olmuştu aslında ama ben bu kadarını beklemiyordum. Bu karışıklığın dışında kalan yegane kulüplerden biri olarak hep Antalyaspor’u düşünmüştüm.
Duruma baktığımız zaman stat dışında sıkıntımız yoktu. Transferler aylar öncesinden belirlenmiş, kapıda alacaklı yok, kombine biletlere talep fazla… Forvet biraz canımızı sıkıyordu o kadar…
Ligin ilk iki haftası da fena başlamamıştı aslında. Süper top oynamasa da istediğini alan bir Antalyaspor görüntüsü vardı. Hatta Mersin maçına 3. hafta bile olsa liderlik için çıkmak heyecanlandırıyordu insanı. Belki de bunun inancı ile haftaiçi olmasına rağmen Mardan tribünleri haftasonu maçları kadar dolu idi. Mardan’ı bilenler bilir yollarının halini. Mersin maçında yenilsek bile, tribün futbolculardaki hırsa inanıyordu. Bu takım heyecanlandırıyordu bizi.
İlerleyen haftalarda takımın başına bir haller geldi. Yıllardır sergilediğimiz zevk veren futbolumuz gitti, sıkıcı bir takım çıktı ortaya. Evet, bunda en büyük etken forvet eksikliği idi. Hocanın takımdaki 4. senesi idi, borçlar büyük ölçüde temizlenmişti. Tüm sıkıntılara rağmen takımın peşinde olanlar, Mardan’a gelenler artık Antalyaspor’dan üst sıraları istiyor ancak takım gol atamadıkça sesler yükselmeye başlıyordu.
İlk yarıdaki futbol takımının görüntüsüne gelecek olursak dediğimiz gibi gittikçe performansı düşen bir görüntü sergiledi Antalyaspor. Başkanın da dediği gibi beklediğimizden 7-8 puan geride bitirdi ilk yarıyı.
İlk yarıda en büyük kazancımız Emrah Başsan oldu. Transferin son saatlerinde takıma katılan bu genç yetenek, taraflı tarafsız herkesin dikkatini çekti. Özellikle ilk 10 haftadaki performansı inanılmaz geliyordu bize. Bu genç çocuk çok canlar yakacaktı diyorduk ki performansında düşüş yaşamaya başladı. Belki de bizi o kadar alıştırdı ki bu performansı bize kötü geldi. Buna bir de son haftalarda yaşadığı kadro sıkıntısı da eklenince bu genç yetenekten tam istediğimizi alamamış olduk ama tribün olarak ve bence Türk futbolu olarak ondan çok şey bekliyoruz. İnşallah ikinci yarı daha fazla forma şansı bulur da kendini daha rahat geliştirir.
Bu yıl gelen transferler arasında bir de Ali Tandoğan gerçeği var. Bana göre ilk yarıda Antalyaspor’un en yararlı ismi o oldu. Özellikle ortaları ile zayıf forvet hattımızı ayakta tutmaya, onları gol atmaya zorladı desek yanlış olmaz herhalde. Özellikle tüm tribün takıma baskı yaparken, sadece onu alkışladı. Her ne kadar kendisine Bursasporlu diye yüklenenler olsa da benim gördüğüm bu sezon en beğenilen futbolcuların başında Ali Tandoğan gelir.
Veselin Minev ile Doğa Kaya da iş yaptığını düşündüğüm transferler… Minev ilk yarıya Mersin maçında kötü bir başlangıç yaptı. Aslında kötü başladı demek de yanlış olur, şansız demek daha sağlıklıdır benim gözümde. Ancak daha sonra giderek artırdı performansını. Minev’in artı özelliklerinden biri de hücum anlamında yaptığı katkılardır. Dikkatli izlendiği zaman akıllıca attığı toplar azımsanmayacak kadar çoktu. Ancak ne yazık ki forvetimiz onu anlayamadı. Minev’in aksine Doğa ise çok iyi başladı sezona ama yaşadığı sakatlık onu 2-3 hafta takımdan uzaklaştırdı. Döndüğünde de tam adapte olamadı. Sahadaki hırsı kimi zaman sıkıntı oldu. Bu sıkıntı Eskişehir maçında gördüğü kırmızı kartla tavan yaptı ve Eskişehir maçından sonra çok tartışıldı Doğa… Bu süreçte özellikle Açık Tribün’de açılan “Nankörlük Yok Doğamızda” pankartı çok tartışıldı. Bazı basın mensupları pankartı çarpıtarak sanki Antalyaspor taraftarı Doğa’yı Eskişehir maçını satmakla suçladığını dile getirmeye çalıştı. Ancak pankartı açanlar yaptıkları açıklama ile olayı aydınlatarak son noktayı koydu.
Musa Aydın… Ne yazsak ki onun hakkında? Takıma katıldığında sevinmiştim aslında, umudum da çok fazla idi. Ancak ilk iki maçta kestirmiştik ne yapacağını, yine de desteğe devam edelim dedik ama çekilecek durumda değildi ne yazık ki. Hatta belki de takıma tepkiler ona yapılan tepki ile başladı desek yanılmış olmayız. Bir ara takımdan kesik yedi, sonra tekrar döndü takıma ama hiçbir şey değişmemişti. Musa Aydın ilk yarının en kötüsüydü. Net! Bu performansına rağmen hocanın hala neden bu kadar ısrarcı olduğunu kestirmek zor.
Umduğumuzu bulamadığımız transferlerden biri de Mehmet Eren oldu. O da ilk haftalarda bulduğu şansı iyi değerlendiremedi. Özellikle ağırlığı sıkıntı yarattı takımda. Ne yazık ki o da geçer not alamadı tribünlerden.”

1 Yorum

İsyan için bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir