Beyaz Antalya Çatıları

ATSO Başkanı Çetin Osman Budak bir açıklamasında, “Belediyeler kaçak ve imar tadilatları ile işgalleri önlemekte zorlanabilir. Ancak zorlanmadan yapabilecekleri çalışmalarda vardır. Örneğin günısı kirliliği. Hiç olmazsa yeşile boyansın. Bunlar küçük adımlardır ama değişim bir kültür yaratır” diyor.

Bu açıklamanın tarihini tam hatırlamıyoruz ama aşağıdaki yazıyı okuyunca ATSO Başkanı’nın açıklaması hemen akıllara geliverdi…

Yeşil’e değil ama Beyaz’a boyayanlar varmış… Antalya’da beyaza boyayabilir mi acaba? Ya da ATSO Antalya’da çevre adına böyle bir düzenlemeye öncülük edebilir mi?

Beyaz Çatı nedir?

Beyaz Saray dan dünya ülkelerine ilginç bir çağrı geldi. Dünyadaki tüm evlerin çatısının beyaza boyanması çağrısı ABD de olduğu kadar Avrupa da da destek buldu. Peki bu ne için?

Beyaz Saray ın çağrısını duyanlar önce şaşırdı. Ama nedenini duyunca, bu fikir ABD de olduğu kadar Avrupa da da destek buldu.  Bu şekilde küresel ısınmayla mücadele edileceği, koyu renkli çatıların fazla ısındığı ve bu nedenle koyu renkli binalarda klimaların fazla çalıştığına dikkat çeken Beyaz Saray dan gelen çağrıya göre “Beyaz çatılı binalarda, açık renkli arabalarda klimalar daha az çalışacak, daha az enerji kullanılacak”.

Başkan Obama nın “enerji gurusu” olarak da anılan Nobel fizik ödülü sahibi Enerji Bakanı Dr. Steven Chu nun “beyaz çatılı evler” tezi, İngiltere hükümeti tarafından da benimsendi ve vatandaşlara, evlerinin en azından çatılarını beyaza boyalamaları yolunda çağrı yapıldı.

Benzer bir çağrı İtalya da da yapıldı. Bilim adamları, bu uygulamanın faydalarını medya aracılığıyla anlatmaya başladı.  Küresel ısınmanın önüne geçmek için, dünyadaki tüm evlerin çatılarının beyaza boyanması durumunda, iklim değişikliğinin önüne geçilebileceği belirtiliyor.   Küresel ısınmaya karşı “beyaz evler” tezi, birçok bilim adamının desteğni aldı.

Dr. Steven Chu- Obama kabinesinde Enerji Bakanı.

Dr. Chu “Evlerin çatıları, yollar ve hatta arabalar beyaz ya da açık pastel renklerde olsa, güneş ısısının büyük bir kısmı atmosfere geri yansıtılacaktır. Ancak koyu renk ısıyı emiyor. Örneğin siyah bir arabayı soğutmak için klimalarınızı uzun süre sonuna kadar açıyorsanız, açık renkli bir arabada bu süre daha kısa olacaktır. Bu yöntemi uyguladığımızda, 11 yıl boyunca dünyanın tüm arabalarını yollardan çekmiş gibi küresel ısınmayı azaltmış olacağız” dedi.  Çin asıllı nükleer fizikçi Dr. Chu, 1997 de Nobel ödülünü kazandıktan sonra ilgisini enerji konularına yöneltmişti.

“Siyahın ısı topladığını, beyazın ise ışınları yansıtıp yüzeyi serinlettiğini bilmeyen yok. Bu renklerden faydalanan yerel yönetimler de var. Örneğin LA Times Gazetesi’nin haberine göre Kaliforniya eyaletinde 2005’ten beri yeni inşa edilen ticari yapılarda beyaz çatı yapılması zorunlu. “Etkin enerji kullanımlı yapılar kanununa” göre gelecek yıl da buna tadilat yapılan ticari binalar ve evler dahil olacak. Çatıları ister düz ister eğimli olsun, bina yapanlar ısı yansıtan çatı sistemleri kullanmak zorundalar. Eyalet asfalt konusunda ise henüz bir düzenleme yapmamış.

Türkiye’de beyaz çatılar fikrini ortayan atan kişi, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Biyofizik Profesörü Mehmet Ali Körpınar (57).  Prof. Dr. Körpınar bir biyofizikçi olarak, fizik, elektrik ve elektronik biliminin insana uygulanmasıyla ilgileniyor. Ses kirliliğinin, elektromanyetik alan kirliliğinin, radyasyon kirliliğinin insan sağlığı üzerindeki etkilerini araştıyor. UV ışınları ile ilgili çalışmalar da yapmış, UV’nin katarakt hastalığına etkisi konusunda bir makalesi var. Prof. Dr. Körpınar işiyle doğrudan ilgili olsun veya olmasın çevre ile ilgili araştırmaları okuyor, yazı yazıyor ve üye olduğu e-gruplara gönderiyor. Yazıları etkili de oluyor: Alakargaların meşe palamutlarını alıp ektiğini yazması ya da kuruyan barajlar için “hazır içleri boşalmışken diplerini temizleyelim” önerisi hep seferberliklere neden olmuş. Şimdiki önerisi de çatıları, terasları beyaza boyamak:

“Ben güneş ışınlarını da inceliyorum, nasıl yansıyor nereden yansıyor bunları ortaya çıkartıyoruz. En iyi yansıtıcı ortamın beyaz cisimler olduğunu, en iyi emen cisminse siyah cisimler olduğunu herkes biliyor. Yazın bir beyaz zemine ayağınızı koyun, bir de beyaz olmayan yere ayağınızı koyun; apaçık görürsünüz aradaki farkı. İzlediğim bir belgeselde ortam sıcaklığı 27 derece olan bir yerde 1 metrekareyi beyaza, 1 metrekareyi de siyaha boyadılar. 1 saat sonra beyazın sıcaklığı 27.5 olurken siyah 48.5’a çıktı.”

Azalan buzullara yardımcı olalım
Küresel ısınmanın bir numaralı suç aleti “karbondioksit fazlası”. Özellikle fosil yakıtlar yüzünden atmosferde karbondioksit fazlası var. Karbondioksit güneş ışınlarının bir kısmını daha yere inmeden havada tutuyor ve atmosferi ısıtıyor. Işınların yere inen bölümü de ayrıca dünyayı ısıtıyor. Ancak beyaz cisimler sayesinde dünyaya inen ışınların bir bölümünü aynen geri göndermek mümkün. Kutuplardaki buzullar, karlar ve bulutlar, ışınların bir kısmını yansıtarak atmosferden geri çıkarma görevi görüyor. Ama acı olan şu: “Küresel ısınma nedeniyle buz dağları erimeye başladı. 1980’de buz alanı yaklaşık 10,5 milyon kilometrakare iken 2005’te 7 milyon kilometrekareye düştü. Kutuplar eridikçe ışınlar yansımayacak. Yansımadıkça daha da kötü erime olacak, bunlar arkası arkasına gelen darbeler.”

Körpınar da azalan buzullara, diğer bilim adamlarının da söylediği gibi dünyanın başka yerlerinden destek verebileceğimizi anlatıyor: “Eğer kutuplar ve dünyadaki beyaz cisimler güneş ışınlarını yansıtmazsa yukarı hiç bir şey çıkmayacak. Azalan buz dağları ve eriyen karların yerine bir şey yapmamız lazım! Küresel ısınmanın en büyük sebeplerinden biri bu olacak.”

Yazın siyah otomobil daha fazla ısınır
Türkiye’nin de Akdeniz kıyısında örneğin Kaş, Bodrum gibi yerlerde evlerin beyaza boyandığı, bunun evleri serin tuttuğu bilinir. Belki artık bunu İstanbul, Ankara gibi daha kuzey illerde de deneme zamanı. Körpınar çatıları ve damları beyaza boyamanın zincirleme faydalarını şöyle anlatıyor: “Bu bizi önce klima masrafından tamamen ya da kısmen kurtaracak, elektrik masrafımız azalacak, elektrik harcamamız azalınca elektrik üretiminde kullanılan fuel-oil ve katı yakıt daha az kullanılacak.”

Peki çatıları beyaz yapmak bu kez evleri kışın soğutmaz mı? Körpınar’ın bu konuya da cevabı şöyle: “Soğutmaz. Kışın beyaz cisim nedeniyle soğuma olmaz. Biz kuzey yarımküredeyiz. Güneş kışın güney yarımküreye gidiyor ve bize etkisi zaten çok az, yani beyaz cismin yansıtma olanağı azalıyor. Ama yazın güneş yukarı çıktığı zaman beyaz yüzeyler devreye giriyor ve bizi koruyor. “

Bunun yanı sıra siyah asfalt yerine beton oranı yüksek yollar, sadece toplu taşıma araçlarında değil otomobillerde de daha çok beyaz ve yansıtıcı renk kullanımını tavsiye ediyor: “Ben hep açık renk otomobil alırım, siyah otomobil kullananlara bir sorun, araçları en az 4- 5 derece daha fazla ısınır. Yazın kaportanın üzerine bir elinizi koyun anlarsınız.”

Kendi evinin damını beyaza boyattı
Körpınar kendi evinin bulunduğu apartmanın terasını beyaza boyatmış, evinde 15 yıldır bulunan klimasını geçen yaz çok daha ekonomik olarak kullanmış.

Amerikalı akademisyenler, 100 kentin çatıları ve yolları beyaz olsun diye BM’ye başvuracak
ABD Sacramento’da geçen ay yapılan iklim değişimi araştırmaları konferansında bir bildiri sunuldu. İddia çarpıcıydı. Dünyadaki 100 büyük kent çatılarını beyaza boyar, kaldırımları daha yansıtıcı materyallerle döşerse (örneğin asfalt yerine beton içerikli materyal) büyük bir küresel serinletme etkisi olur! Lawrence Berkeley Laboratuvarı fizikçilerinden Haşim Akbari’nin, meslektaşı Surabi Mennon ve Berkeley Üniversitesi’nden Fizikçi Arthur Rosenfeld ile birlikte yaptığı “Küresel Serinleme: Dünya Çapında Kenstel Yansıtmayı Artırarak Karbondioksidi Telafi Etme” adlı çalışmaydı bu.

Araştırmaya göre Amerikan evlerinin ortalama çatı genişliği olan 93 metrekarelik çatı kaplaması koyudan beyaz renge çevrilirse atmosferdeki 10 ton karbondioksit emisyonunun etkisini telafi edebiliyor. Birçok şehirde çatılar tüm yüzeylerin yüzde 25’ini, yol ve kaldırımlar ise yüzde 35’ini oluşturuyor. Eğer 100 büyük şehirde tüm bu yüzeyler ışığı yansıtır hale döndürülürse 44 gigatonluk sera gazı telafi edilebiliyor. Bu miktar dünyadaki tüm ülkelerin bir yılda yaydığından fazla. Serin çatılara geçiş, emisyon büyümesini 10 yıl daha geri götürebiliyor, üstelik endüstriyel kirliliğin kesilmesini bile hesaba katmadan…

2 Yorum

ilginç için bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir