Antalya Müzesi direnişi kitap oldu
|Antalyalıların ve sivil toplum örgütlerinin Antalya Müzesi’nin yıkımını durdurmak için başlattıkları ve tüm dünyada yankı bulan direniş MÜZE ÇALIŞMA GRUBU tarafından “ANTALYA MÜZESİ YIKIM KARARINA İTİRAZ SÜRECİ ve TARİHE DÜŞÜLEN NOTLAR” adıyla kitap haline getirildi.
Prof.Dr. Gül IŞIN, Prof.Dr. T. Elvan ALTAN, Prof.Dr. Hilmi UYSAL, Prof.Dr. Nihat DİPOVA, Prof.Dr. Memduh Sami TANER’in editörlüğünde PDF olarak hazırlanan kitapta; Antalya Müzesi’nin tarihçesi, Müze’de düzenlenen önemli etkinlikler, Müzenin yıkım sürecinde yapılan Basın Açıklamaları, Antalya Müzesi Yıkım Kararını Çürüten Raporlar, Antalya Müzesi Konulu Gazete Haberleri, Antalya Müzesi’ne ait görseller, “Müze Yıkılmasın” Talebine Ait Protesto Görselleri, Müze Önündeki Günlük Buluşmalarda Açılan Deftere Yazılan Not ve Mesajlar yer alıyor.
KİTABIN HAZIRLANMASINA KATKI SUNANLAR; Gül Işın, T. Elvan Altan, Z. Gülser Kayır, Hilmi Uysal, Nilüfer Gülerman, Şeyma Güner, Selman Ay, A. Bengi Matur, Hüseyin Dulun, Gönül Gündoğdu, Nihat Dipova, M. Gökçe Sarısoy, Memduh Sami Taner, Recep Esengil.
ANTALYA MÜZESİ YIKIM KARARINA İTİRAZ SÜRECİ ve TARİHE DÜŞÜLEN NOTLAR” başlıklı bu derleme, Antalya Arkeoloji Müzesi’nin yıkım kararına karşı yürütülen itiraz sürecini ve bu süreçte dile getirilen argümanları detaylandırmaktadır. Müze Çalışma Grubu’nun (MÇG) temel amacı, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın yıkım kararına karşı mücadele ederek kültürel miras niteliğindeki bu yapının korunmasını sağlamaktır.
Bu kaynağa göre, Antalya Arkeoloji Müzesi’nin önemi ve değeri şu şekilde vurgulanmaktadır:
- Tarihsel ve Mimari Değer: Müze binası, 1964 yılında ulusal bir mimari proje yarışmasıyla inşa edilen Türkiye’nin ilk müzesidir. Mimarları Doğan Tekeli, Sami Sisa ve Metin Hepgüler tarafından tasarlanmıştır ve modern Türk mimarisinin öncü bir örneğidir. Yapı, Akdeniz ve organik mimari üsluplarının seçkin bir örneği olarak, geleneksel avlulu yapıyı modern bir yorumla birleştirir ve doğal ışık ile havalandırma unsurlarını etkin bir şekilde kullanır. Doğan Tekeli’ye göre, bu yapı “Türk mimarlığının belgeseli niteliğindedir”.
- Uluslararası Tanınırlık ve Ödüller: Müze, 1988 yılında Avrupa Konseyi tarafından “Yılın Müzesi Özel Ödülü”ne layık görülmüştür. Ayrıca, mimarları Doğan Tekeli ve Sami Sisa’ya 1994 yılında Mimarlar Odası Mimar Sinan Büyük Ödülü verilmiştir.
- İşlevsel ve Kültürel Merkez: Müze, sadece eserlerin sergilendiği bir yer olmanın ötesinde, içinde kütüphanesi, konferans salonu, amfisi (açık hava tiyatrosu), sanat galerisi ve bahçesiyle yaşayan, sosyal ve kültürel bir merkez olarak tasarlanmıştır. 1976 Antalya Film ve Sanat Festivali gibi etkinliklere ev sahipliği yapmış olmasıyla da Antalyalılar ve ziyaretçiler açısından anı değeri taşımaktadır.
- Kent Belleği ve Toplumsal Hafıza: Müze, kentin kolektif hafızasının ve kültürel kimliğinin vazgeçilmez bir parçasıdır. Yıkılması, kent hafızasına ve kültürel sürekliliğe telafisi mümkün olmayan bir zarar verecektir. Bakanlığın yıkım kararına karşı Müze Çalışma Grubu ve destekleyen diğer sivil toplum kuruluşları, meslek odaları ve akademisyenler tarafından dile getirilen ana itirazlar ve endişeler şunlardır:
- Deprem Riski Gerekçesinin Bilimselliği: Bakanlığın müzenin depreme dayanıksız olduğu yönündeki iddiası, bilimsel ve hukuki temelden yoksundur.
- Detaylı bir deprem performans analizi raporu kamuoyuyla paylaşılmamıştır.
- Yapılan karot ve röntgen gibi sınırlı testlerin binanın genel deprem performansını değerlendirmek için yetersiz olduğu belirtilmektedir.
- Güçlendirme Alternatifi: Uzmanlar, binanın modern mühendislik yöntemleriyle güçlendirilebileceğini ve bunun yıkımdan çok daha ekonomik ve kültürel mirasa saygılı bir çözüm olacağını savunmaktadır.
- Bakım ve Yönetim İhmali: Müzede gözlemlenen fiziki sorunların (çatı akması, sıva dökülmesi, altyapı yetersizlikleri) binanın mimari tasarımından değil, yıllardır ihmal edilen periyodik bakım, onarım ve tadilatlardan kaynaklandığı belirtilmiştir. Alan yetersizliği iddiasının ise modern müzecilik anlayışına (tematik, dinamik sergileme) aykırı olduğu, asıl sorunun vizyon ve yönetim eksikliği olduğu ifade edilmektedir.
- Şeffaflık ve Katılımcılık Eksikliği: Karar alma süreçlerinin kapalı kapılar ardında, şeffaf olmayan bir şekilde yürütüldüğü ve ilgili meslek odaları, sivil toplum kuruluşları, akademisyenler ve halkın sürece dahil edilmediği sıkça dile getirilmiştir. Antalya Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun müzenin tescil başvurusunu reddetmesi de emsal kararlarla çelişkili bulunmuştur.
- Eser Güvenliği: Binlerce paha biçilemez eserin taşınması ve depolanması sürecinde standartlara uyulmadığı, eserlerin sigortalanıp sigortalanmadığına dair belirsizlikler ve Antalya’nın iklim koşullarında konteynerlerde depolamanın eserlere zarar verebileceği yönünde ciddi endişeler bulunmaktadır.
- Maliyet ve Rant Endişesi: Yeni müze için öngörülen 2.5 milyar TL’lik bütçenin kamu kaynaklarının israfı olduğu, mevcut binanın çok daha düşük bir maliyetle güçlendirilebileceği belirtilmiştir. Ayrıca, müze arazisinin konumu nedeniyle yıkım sonrası otel, AVM veya başka bir ticari yatırım alanına dönüştürülerek kentsel ranta açılma potansiyelinden endişe duyulmaktadır.
Bu bağlamda, Müze Çalışma Grubu’nun çözüm önerileri şunlardır:
- Öncelikle yıkım kararı derhal durdurulmalıdır.
- Müze binası, tescillenerek korunmalı, restore edilmeli ve güçlendirilmelidir.
- Müze alanı, mevcut bina korunarak, Karayolları ve Meteoroloji arazileri gibi komşu kamu alanlarıyla bütünleşik şekilde genişletilmelidir.
- Yeni müze ihtiyacı varsa, bu tüm paydaşların (meslek odaları, STK’lar, üniversiteler) katıldığı, şeffaf ve yarışmaya dayalı bir süreçle ayrı bir proje olarak ele alınmalıdır.
- Müze ziyarete kapatılmamalı, hatta kısmi kapanma ile ziyarete açık tutulabilmelidir.
MÇG ve destekleyen kurumlar, bu mücadeleyi “Antalya’nın kültürel ve toplumsal haklarını savunma mücadelesi” olarak görmekte ve “Müze halkındır, yıkılamaz!” sloganıyla seslerini duyurmaktadırlar.
Kitaba linkten ulaşabilirsiniz