Yorgun Herkül direniyor!

Depreme dayanıksız olduğu gerekçesiyle kapatılan ve taşınma işlemi sonrası yıkımı gerçekleştirilerek yerine 2.5 milyar liralık bir çalışma ile yenisinin inşa edileceği belirtilen Antalya Etnoğrafya Müzesi’nde yıkımın önlenmesi için protesto gösterileri ve basın açıklamaları sürüyor.

Kısa adı ANKA olan Antalya Kültürel Miras Derneği de müze önünde bir basın açıklaması yaparak, “Yıkım kararını iptal edin. Müzemizi hak ettiği gibi tescilleyin. Kentin kaynaklarını, gerçek ve acil sorunlarımız için kullanalım” önerisinde bulundu.

Antalya Arkeoloji Müzesi’nin “Türkiye’nin yarışma projesi ile inşa edilen ilk müzesi” olduğu vurgulanan açıklamada, “bu öncü rol, yapıya tek başına tarihi, belgesel ve özgünlük değeri katmaktadır. Bölge Kurulu’nun, Türkiye müzecilik ve mimarlık tarihi için bu denli önemli bir mihenk taşını dikkate almaması, yapılan değerlendirmenin bilimsel esaslardan uzak olduğunu göstermektedir” denildi.

Antalya Kültürel Miras Derneği Yönetim Kurulu Adına Doç. Dr. Gökhan Tiryaki, Antalya Müzesi önünde yaptığı basın açıklamasında şunları kaydetti:

Değerli Antalyalılar ve değerli basın mensupları. Öncelikle 2025 itibarıyla Antalya’nın Kültürel ve Tarihi miras değerlerinin korunum durumuna ilişkin birkaç resmi istatistiği bilgilerinize sunarak başlamak isteriz:

 

  1. 2025 yılı itibarıyla Antalya’nın kültürel miras envanteri tamamlanamamıştır. Başka bir deyişle, Antalya’nın arkeolojik, tarihsel ve kentsel sit ve koruma alanları (taşınmaz nitelikli kültür varlıkları) haritası henüz son şeklini almamıştır.
  2. Haziran 2025 yılı verilerine göre Antalya’da Arkeolojik, Tarihsel ve Kentsel Sitlerin sayısı 1171’dir. Örenyeri sayısı ise 16’dır. Bu 16 örenyerinden hiçbirinin “Yönetim Planı” yoktur. Başka bir deyişle, Antalya’daki Arkeolojik, Tarihsel ve Kentsel Sitlerin binde 13.6sı tel-örgü, bekçi, ziyaretçi gezi güvenliği ve tertibatına sahiptir. Şu halde, geri kalan 1155 sit alanında bulunan faklı türdeki taşınmaz kültür varlığı için herhangi bir koruma/önleyici koruma çalışması bulunmamaktadır.
  3. Antalya’nın 19 ilçesinin -Elmalı hariç- sadece sahil bölgelerindeki 4‘ünde Arkeoloji Müzesi vardır.
  4. Adli istatistiklere göre Antalya’da görülen davalar içerisinde 2863 numaralı yasaya muhalefet (Definecilik, Eski eser tahribatı, Eski eser kaçakçılığı) en sık karşılaşılan ilk beş suç arasındadır.

 

Değerli  Antalyalılar, vaziyet bu denli karışık ve acıklı iken Mart ayından bu yana Antalya Müzesi’nin yıkılarak 2.5 milyar gibi astronomik bir bütçeyle yeni bir  müze inşasını tartışıyoruz.

 

Antalya Kültürel Miras Derneği olarak, mevcut müze binasının yıkımına zemin oluşturan iddiaları somut verilere dayanarak kamuoyunun ve yetkililerin dikkatine sunuyoruz:

  1. Kurul kararında atıfta bulunulan “Değeri Yok” Tespiti Tarihi Gerçeklerle Çelişmektedir

Bölge Kurulu kararının en sorunlu yönü, yapının “sanat, mimari, tarihi, estetik, belgesel, işlevsel, teklik, nadirlik gibi değerlerin bütüncül ya da tekil olarak bulunmadığı” yönündeki iddiasıdır. Bu iddia, yapının tasarım ve inşa sürecindeki gerçeklerle taban tabana zıttır.

Şöyle ki,

Müze, 1964 yılında Bayındırlık Bakanlığı tarafından düzenlenen ulusal bir proje yarışmasıyla elde edilmiştir. Bu yarışmanın jüri yapısı, projenin sadece mimari değil, müzecilik açısından da ne denli yetkin bir süzgeçten geçtiğini kanıtlamaktadır.

Özellikle vurgulanması gereken husus, jüri üyeleri arasında dönemin Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürü Tevfik Bindal, Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü Röleve Bürosu Şefi Mahmut Akok, Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü Yüksek Mimarları Avni Kırkağaçlıoğlu ve İhsan Kıygi’nın yer almasıdır.

Bu bağlamda, Bakanlığın kendi uzmanlarının onayıyla seçilmiş bir projenin, bugün yine Bakanlığa bağlı bir Kurul tarafından” değersiz” bulunması kabul edilemez bir çelişkidir. Bu uzmanların varlığı, yapının daha en başından “işlevsel”, “belgesel”, “tarihi”, “teklik” ve “nadirlik” değerlerini taşıdığının güvencesidir.

Değeri Yok tespiti Bilimsel nitelikli Jüri Raporu ile de çelişmektedir. 14.02.1964 tarihli jüri raporu, projeyi “seksiyonların teşhir fonksiyonuna uygun çözümü”, “aydınlatma şekillerinin isabeti”, “iç ve dış sirkülasyonun iyi çözümlenmesi” ve “kitleleri hafifletici tesiri” gibi özellikleriyle açıkça övmüştür. Bu rapor, Kurul’un “yok” dediği “işlevsellik, mimari ve özgünlük” değerlerinin aslında projenin seçilme nedeni olduğunu kanıtlamaktadır.

  1. Türkiye Mimarlık Tarihindeki Öncü Rolü Göz Ardı Edilmiştir

Kararda tamamen görmezden gelinen en temel gerçek, Antalya Arkeoloji Müzesi’nin “Türkiye’nin yarışma projesi ile inşa edilen ilk müzesi” olmasıdır. Bu öncü rol, yapıya tek başına tarihi, belgesel ve özgünlük değeri katmaktadır. Bölge Kurulu’nun, Türkiye müzecilik ve mimarlık tarihi için bu denli önemli bir mihenk taşını dikkate almaması, yapılan değerlendirmenin bilimsel esaslardan uzak olduğunu göstermektedir.

  1. Tadilat Gerekçesi Zayıf ve Geçersizdir

Kurul kararında, binanın “birçok kez tadilat geçirdiği” belirtilmektedir. Ancak ANKA, bir yapıda tadilat olmasının tescil değerini ortadan kaldırmayacağını , özellikle sonradan eklenen ve kolayca sökülebilecek nitelikteki müdahalelerin yapının mimari bütünlüğünü bozmadığını vurgulamaktadır. Yapının orijinal projelerinin eksiksiz olması sayesinde, uzman bir restorasyonla kolayca özgün haline döndürülmesi mümkündür.

  1. Karar Kendi İçinde Tutarsız ve Çelişkilidir

Müze ile bir bütün olarak tasarlanan bahçesindeki anıt ağaçlar tescilli iken, bu bütünün ayrılmaz bir parçası olan ana binanın tescil dışı bırakılması kararın tutarlılığı açısından ciddi bir çelişki teşkil etmektedir.

Öte yandan, Koruma ilkelerinin keyfi bir şekilde uygulandığına dair en büyük kanıt, emsal kararlardaki tutarsızlıktır. Örneğin, Adana Arkeoloji Müzesi’nin “farklı formların bir araya getirilmesi” ve “güneş kırıcıları” gibi özelliklerle tescil edilmesine karşın, Antalya Müzesi gibi Türkiye’de bir ilk olan öncü bir yapının tescilinden ısrarla kaçınılması tam bir tezat oluşturmaktadır. Bu haliyle, Koruma Kurul kararları; tarihi gerçeklere, kendi Bakanlığının geçmişteki uzman görüşlerine, emsal kararlarıma ve bilimsel koruma ilkelerine aykırıdır.

 

Özetle:

Yıkım kararını iptal edin. Müzemizi hak ettiği gibi tescilleyin.

Kentin kaynaklarını, gerçek ve acil sorunlarımız için kullanalım.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

 

ANTALYA KÜLTÜREL MİRAS DERNEĞİ(ANKA) YÖNETİM KURULU ADINA DOÇ.DR. GÖKHAN TİRYAKİ

 

 

Yorum

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir