Şimdi bu şehirden ayrılıyorum!

Selin Harman

Altı yıl önce bu şehre ilk geldiğimde bir çok şey henüz plan aşamasındaydı. Henüz bankada idim. Cebimde olan tek somut şey annemin hasta iken bana yazdığı vefatından sonra babamın bana verdiği ve benim hiç yanımdan ayırmadığım not idi “Tüm tutsaklıkların içinde, mutlaka özgür martılar vardır”

Hızlı bir tayin olmuştu. On gün içinde işe başlamam gerekiyordu. Oysa benim henüz içinde yaşayacağım bir evim bile yoktu. Ağustos sonu idi Antalya’nın o ulvi sıcağında ağaç gölgeleri arasında koşarak  ev buldum.

İlk üç ay eşyam; bazasını dolap, şiltesini döşek, minderini koltuk olarak kullandığım yatak, plastik masa, plastik bir sandalye, mini buzdolabı, tekli ocak, toplamı on adeti geçmeyen mutfak eşyası, çamaşır yıkamak için leğen ve en sonunda dağılan öyle teleskobik tekerleği falan olmayan ama birlikte kıtaları bile geçtiğimiz kırmızı devasa bavulum ve içinde getirdiğim kıyafetlerim.

Hemen sevdim bu şehri. İşten çıkıp denize gidebiliyor, geniş caddelerinde pedallıyor, uygun fiyatları karşısında şaşırıyor, doğası, narenciye, çiçek, dağlardan kekik, sahilden deniz kokusu, havası, ılıman iklimi, boylu boyunca Konyaaltı sahili nefesimi kesiyordu.

Eylül gelince şehrin asıl sahibi biz yerleşiklere bir hediye gibi ikinci baharı sunuyordu cömertçe. Yoran kalabalıklardan uzak, zaman yavaşlatılmış hayat çok güzeldi.

Bir yıl sonra otağımı burada kurmaya karar verdim ve tüm birikimim ile sevgili minik evimi aldım. Kurumsal hayata veda, yabana merhaba.

Artan seyahatler, her anlamda fazlalıklardan kurtulma, minimalist bir yaşama inat bol öğreti, farkındalık. yabanda bir hayat kurmaya yelken açtım derken salgın hastalık.

Artık kendimden eminim. Bize diretilen hayat yalan, alternatif hayatlar mümkün. Korkularımdan azadeyim. Dünyamı bir çok kere daha mutlu günlere inşa etmek için yıkıp yine inşa edebilirim. Düşersem kalkar yola devam edebilirim. Üzülürsem ağlar göz yaşımı silip yine gülebilirim.

Konfor alanı gönüllü köleliktir. Gerekli olan güç sadece içimizde. Ne para da ne satın aldığı eşyada. Mutlu ol ve hep devam et yeter.

Şimdi bu şehirden ayrılıyorum.

Damarlarımda özgür akan kanım ve cebimde yine annemin notu “Tüm tutsaklıkların içinde, mutlaka özgür martılar vardır”…

 

Yorum

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir