#antalyadenizlebuluşsun

Antalya, denizle iç içe uzun sahilleri ve güzelim koylarıyla örnek bir turizm bölgesi. Bu güzelliği görmeye, yaşamaya gelen turist sayısıyla övündüğümüz, daha da ötesi bu güzelliklerden para kazandığımız bir cennet.

Antalyalılar, denizden doğru dürüst yararlanmayan, oysa bir adım atsalar denizle kucaklaşacak kadar yakın, diğer bölge insanlarının gözünde şanslı insanlar. Turizm sektöründe çalışan, turistlerle ticaret yaparak geçinen, denize vakit ayıramayan Antalyalılar.

Evet, Antalyalılar denize yeterince vakit ayıramıyorlar. Ayırmak isteseler de yapacakları şeyler oldukça sınırlı. Dünyaca ünlü falezlerden, otellerden, tatil köylerinden hatta sahillerden yararlanamıyorlar, teşvik de edilmiyorlar. En son örnekte Antalya için bir fırsat olarak gördüğümüz ve desteklediğimiz deniz otobüslerinin pahalı bir fiyatla başlaması. Deniz otobüsleri gecikmişte olsa seferlerine başladı.

Antalyalılar için bir fırsat olacak bu girişim ne yazık ki şimdide yüksek ücretiyle gündemde. 45 TL ile Antalyalılar için oldukça yüksek olan deniz otobüslerine binmek şimdilik hayal. Görünen o ki bu hizmetten de turistler yararlanacak. Tamam, deniz otobüslerinin yakıt ücreti pahalı. Ancak çeşitli şekillerde fiyatlar sübvanse edilemez mi? Sponsorlarla fiyatlar indirilemez mi? Ya da alternatif deniz araçları Antalyalıların kullanımına sunulamaz mı?

Denizimiz temiz, koylarımız bakir, otellerimiz dünyaya örnek. Temiz ancak bomboş denizimizin üzerinde gemi, tekne, yelkenli, tanker hiçbir şey yok. Geceleri ise engin mavilik yerini kapkaranlık bir boşluğa bırakıyor.

Doğrusu marka olduğunu defalarca söylediğimiz bu şehrin en büyük eksikliği, halkın denizle buluşturulamaması. Kepez ve Döşemealtı’ndan otobüs seferleriyle halkımız Lara ve Konyaaltı’na taşınıyor. Ancak denizi bu kadar güzel olan bir kent için bu girişimler yeterli olmuyor.

Denizi halkıyla buluşturan yerel yönetimler, geleceğe de büyük bir miras bırakacak.