ANTALYA’NIN GELECEĞİ İÇİN UMUTLARIMIZ, KORKULARIMIZ-2

“HİÇ DOKUNMASINLAR DAHA İYİ”

 

Seher Özen Karadeniz 

Bir önceki yazımda; Antalyalılar olarak nasıl bir kentte yaşamak istiyoruz? Kentle ilgili beklentilerimiz ne? Kentin dönüşümü sırasında kentin ve kentlinin yararına işler yapılmasını nasıl sağlayabiliriz? Şeklinde bir dizi soru sormuş, üzerine biraz düşünelim demiştim.

Yazının yayımlanmasından birkaç gün sonra Konyaaltı Sahili Halkındır İnisiyatifi  Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin önümüzdeki dönemde hayata geçirmeyi planladığı kentsel düzenlemelerle – https://www.antalya.bel.tr/calismalarimiz/imar-ve-kentsel-iyilestirme-calismalari – ilgili bir toplantı yaptı. Katılımcılara projelerin hayata geçmesi durumunda kentin doğası üzerindeki olası zararlı etkilerinden söz edildi. Proje hakkında daha geniş kesimlerin bilgilendirilmesiyle ilgili olarak da katılımcılardan inisiyatife destek istendi.

Konyaaltı Belediyesi Emekli Kahvesi’nde gerçekleşen toplantıya inisiyatifi  destekleyen CHP İl Başkanı Ahmet Kumbul da katıldı. Kumbul: “Kruvaziyer liman projesiyle 2,5 km sahil elimizden alınmaya çalışılıyor. Bu liman hayata geçerse sahilin bir kısmını kaybetmenin yanında kirli bir denize gireceğiz. Biz liman yapılmasın demiyoruz. Eğer ihtiyaçsa yapılsın. Mevcut kruvaziyer limanda doluluk yüzde 10-15’lerdeyken ikinci bir limana ihtiyaç yok. Yasa gereği doluluk yüzde 75’i aşmadan zaten yapamıyorsunuz.

Bunlara engel olmak bizim elimizde, dışarıda bu projelere karşı duracak binlerce kişi var. Onları da harekete geçirerek bunlara engel olabiliriz” dedi.

Halkevleri Antalya Temsilcisi Kutay Meriç ise Konyaaltı Sahil ve Boğaçayı Projesi’nin dünyaca ünlü Konyaaltı sahilini yok edeceğini iddia etti. Meriç, projenin detaylarının açıklanmadığını ileri sürerek, projenin Konyaaltı sahilinde insanların yüzeceği yer bırakmayacağını ve betonlaşmaya neden olacağını savundu. Proje kapsamında Konyaaltı Plajına kruvaziyer limanı yapılması halinde Konyaaltı sahilini besleyen Boğaçay’dan sahile su akmamasının da söz konusu olduğunu belirtti.

Söz alıp konuşan katılımcılar ise kaygılarını şu şekilde dile getirdi:

Hülya Toygar: “Doğayı korumak zorundayız. Antalya’nın doğası turist çekiyor.”

Yavuz Uçkaya: “Basit bir düzenlemeyle başlıyor bu tehlike. Şimdi Boğaçay’da taşkın önleme çalışması yapıyoruz derler. Bir süre sonra bakmışsınız sahilin silüeti tamamen değişmiş. Konyaaltı sahilinin bu doğal haliyle bırakılmasından yanayım. Hiç dokunmasınlar daha iyi. Katma değer yaratan buranın doğası. Bir düzenleme yapıyoruz diye bütün bir kıyının kapatıldığı nerede görülmüş.”

Ahmet Cantürk: “Sahil elimizden gidecek diye korkuyorum”

Konyaaltı Sahili Halkındır inisiyatifi önümüzdeki günlerde Konyaaltı ve Muratpaşa başta olmak üzere kentin değişik yerlerinde geniş katılımlı toplantılar organize etmeyi planlıyor. Bu toplantılarda kentin doğasına kalıcı zarar vereceklerini düşündükleri projelere karşı bir toplumsal duyarlılık oluşturmayı ve gerekirse projelerin başlamadan durdurulmasını planlıyorlar.

www.fullantalya.com olarak önümüzdeki günlerde bu projelerin etkileri üzerine uzmanlardan da görüşler alarak sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz. Siz de bu yazıyı okuduktan sonra yazının içinde paylaştığım linkten belediyenin projelerini inceleyerek neden söz edildiği konusunda daha detaylı bilgi edinebilirsiniz.

 

“ANTALYA’NIN GELECEĞİ İÇİN UMUTLARIMIZ, KORKULARIMIZ”*

(*) Antalya Kent Müzesi Projesi hazırlık çalışmaları kapsamında 2007 yılında Karaalioğlu Parkı’nda açılan, Küratörlüğü’nü Tarih Vakfı Yönetim Kurlu üyesi ve müzenin Kurucu Küratörü Orhan Silir’in yaptığı, hazırlıklarını proje ekibinin üstlendiği serginin adı.

Daha fazla bilgi için: http://wowturkey.com/forum/viewtopic.php?p=655801

Yorum

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir