DOKUZYÜZOTUZLARDA ANTALYA

Tarık Akıltopu Antalya’nın ilk mimarı. Nur içinde yatsın gerçek bir Antalya sevdalısı idi. Tarık Akıltopu’nun Antalya üzerine yazdığı şiirleri, yaşadığı dönemin sosya-kültürel yaşamını bizlere aktarması bakımından çok önemsiyoruz. Tarık Amca’nın şiirlerini okurken, adeta o günleri anlatan siyah-beyaz bir film izler gibi oluyoruz.

Tarık Amca’nın 1930’lu yıllarda ağustos ayını anlattığı şiirini okurken bize hak vereceksiniz.

 

 

DOKUZYÜZOTUZLARDA ANTALYA

Dokuzyüzotuzlarda
Ağustos aylarında
Issız, sıcak bir memleketti
Antalya
Ahalisinin çoğu yaylalarda
Yaz aylarında
Tozlu topraklı yollarında
O günlerde görülen manzara
Bazen, buğday yüklü develer
Bazen, su taşıyan eşekler
Ağaçlarda
Çır çır öten böcekler
Kalelerde
Soluyan kertenkeleler
Havalarda
Uçuşan hacı leylekler
Evlerimizde de
Saz çalan sivrisinekler
Yollarda mezarlıklar
Tek, tük görülen insanlar
Dükkanlarda uyuyan
Esnaflar
Ayda bir duyulan
Vapur düdüğü sesi
Kahvelerden geliyor
Gramafonun sesi
O tarihte
Antalya’nın en büyük
Eğlencesi…

Kendi Kaleminden – Tarık Akıltopu Kimdir?

18 Mart 1918’de kalelerinde kertenkelelerin soluduğu, ağaçlarında cırcır böceklerinin uçtuğu, insanı az, yeşili çok bir memleket olan, Antalya’nın Kışla mahallelerinde, frenk yemişlerinin içinde, fırıncı Mehmet Efendi’nin evinde dünyaya geldim. O gün, vapur düdüğü duyulmuş limandan, şeker getirmiş Odessa’dan, uğurlu geldi demişler benim için. Kaleiçi’nde geçti çocukluğum, Yenikapı’da gençliğimi yaşadım, Meltemde serinledim, poyrazda yandım, Bahçelievler’de ihtiyarladım. Ömrümün tamamını Antalya’da yaşadım. Antalya’nın ilk mimarıyım. Antalya sevgisi beni 70 yaşından sonra şair yaptı. Tarık Amca 1997 yılında aramızdan ayrıldı.

Yorum

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir