Dr.Burhanettin Onat

Antalya’nın önemli ana caddelerinden biri olan Burhanettin Onat aslında kim? Bu kente ne gibi hizmetleri olmuş? merak ettik internette aradık taradık…

Önce Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin web sitesinde karşımıza çıktı. Kısa bir özgeçmiş “Eski Başkanlar” bölümünde;

“Cumhuriyetin ilk yıllarında Antalya’da sıtma mücadelesinin en etkili isimleri arasında yer alan Burhanettin Onat, Antalya Türk Ocağı’nın reisliğini yapmış, 1930 yılında Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın Antalya teşkilatının kurucuları arasında yer almıştır. 1946 yılında belediye başkanlığına seçilen Onat’ın belediye başkanlığı sekiz ay sürdü. Antalya Belediyesi Genel Kurulu’nun 5 Şubat 1947 tarihinde aldığı “itimatsızlık” ve “kifayetsizlik” kararıyla, belediye başkanlığından azledilmiştir. 1950 ve 1960 yılları arasında Demokrat Parti Antalya milletvekili olan Onat, 14 Aralık 1976 tarihinde İstanbul’da vefat etmiştir.”

Bu kadar olmamalıydı… En azından ismini verdiği cadde kadar olmasa bile bir şeyler yazılmalıydı… Dursun Gündoğdu yazmış Hürriyet Gazetesinde Ocak 2001’de;

“Böyle başkanlar da vardı

RAHAT uyu babacığım…Böyle diyor Güler Zaim, babasının yazdığı kitabın önsözünde… Güler Zaim, Antalya belediye başkanlığı yapmış, ardından milletvekili seçilmiş Dr. Burhanettin Onat’ın kızı… Ailenin tek çocuğu…Geçen gün beni ziyarete geldi… Elinde de, ‘‘Bir Zamanlar Antalya’’ adlı kitap… Kitabı, bir Antalya sevdalısı olan babası yazmış. Ama, bastırma fırsatı bulamadan bu dünyadan göçüp gitmiş. Aradan 25 yıl geçtikten sonra kitap şimdi piyasada… Daha doğrusu, Koç Vakfı’nda…

Kitaptan önce, Dr. Burhanettin Onat kim ona bir bakalım… Antalya sevdalısı bu bir… Yardımsever bu iki… Tarih, müzik ve arkeoloji meraklısı bu üç…

Yazar başkan

Antalya sevdalısı çünkü; Antalya için iki piyes ve çok sayıda fıkra yazmış, ‘‘Turistik Antalya’’ adını verdiği iki eser ortaya koymuş.Yardımsever çünkü; gece fırtınalı havalarda bile faytona atlar gider, hastasını muayene eder, para almadığı gibi, cebinden ilaç parası da bırakırmış. Tarih, müzik ve arkeoloji meraklısı çünkü; işte, en güzel örneği, ‘‘Bir Zamanlar Antalya’’ kitabı… Baştan sona Antalya tarihi kokuyor. Bir gün, mebus iken, katıldığı bir resepsiyonda Aspendos Tiyatrosu’nun bir bölümünün yıkıldığını duymuş, smokiniyle Meclis’e koşup Bütçe Komisyonu’ndan tamirat için ek tahsisat çıkarttırmış. Arkeoloji için yapamayacağı yokmuş. Ayrıca, müzik yönü de varmış. Keman çalıyormuş. Hem batı müziği, hem de Türk sanat müziği…

BURASI TÜRKİYE

Kısaca, Dr. Burhanettin Onat, Antalya’nın batıya bakan yüzü olmuş. Tarihe, arkeolojiye, müziğe, resme, turizme hayran bir belediye başkanı düşünün… Üstelik keman çalan, tiyatro eserleri yazan, cilt cilt kitaplar ortaya çıkaran bir belediye başkanı… Dikkatinizi çekerim; başkan olduğu tarih 1946… Tam 55 yıl önce… Ve, dönüp şimdiki belediye başkanlarına bir bakın…

Kötü örnekler ararken, Antalya ile sınırlı kalmayın.

Yurt sathında şöyle bir gezinti yapıp, kısa bir süre önce belediye başkanlığı yapmış olanlara bir bakın… Ne eserler bırakmışlar acaba?.. Dini siyasete alet etmekten, usulsüzlükten, yolsuzluktan başka… Bu örneklere, Türkiye’den Şevki Yılmaz, Antalya’dan da Çalkayalı Süleyman Yılmaz yeter herhalde…

1946 nire, 2001 nire…

Ama, burası Türkiye… “

Son olarak mebusluğu ile de bir yazı çıktı karşımıza… Çok çekmiş ama dik durmuş. Eğilmemiş…

Antalya Milletvekili Burhanettin Onat‘ın da ısrarlı çabalarına rağmen, yatırım izinleri, plan, proje hazırlığı, ihale süreçleri, makine ithalatı uzun sürede tamamlanabildi.
Üretim tesisleri Doğu Almanların imal ettiği Dokuma Fabrikası, 1 Ekim 1961’de üretime başladığında DP iktidarı çoktan bir askeri darbe ile devrilmiş, Sıtkı Yırcalı ve Burhanettin Onat Kayseri Cezaevi’ne gönderilmişti.
On yıllık DP iktidarında, Antalya’da kurulan Dokuma, Ferrokrom ve Kepez Elektrik tesislerinin hesabı 27 Mayıs’tan sonra Yassıada’da yargılanan Burhanettin Onat’a soruldu.

“Burhanettin Bey, siz mebusluk nüfuzunuzu kullanarak Antalya’da fabrikalar yaptırmışınız. Sen doktorsun, senin fabrikayla, makineyle ne alakan var. Niye yaptırdınız bu fabrikaları?”

Burhanettin Onat’ın savunması kara mizah örneğidir: “iftira efendim. Nüfuzumu kullanmadım, zorbalığımı kullandım. Üzerine yürümediğim umum müdür, kavga etmediğim vekil kalmadı Ankara’da.”

Yorum

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir