Eşi Benzeri Yok: Anadolu Oyuncak Müzesi

Antalya’nın ilk sanayi tesislerinden Dokuma Fabrikası’nda bir zamanlar işçi çocuklarının gittiği Kreş Binası, Kepez Belediyesi tarafından dünyanın en güzel Oyuncak Müzesi’ne dönüştü.

Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü’nün özel davetiyle Anadolu Oyuncak Müzesi’ni ziyaret ettik. Başkan’ın rehberliğinde 3 saate yakın dolaştık. Tek kelimeyle rüya gibiydi. Büyülendik.

Turizmciler yıllardır “Türkiye’de neden Disneyland yok” diye hayıflanır. Gönül rahatlığıyla söylüyoruz; Kepez’de çok daha güzel bir eser var; Anadolu Oyuncak Müzesi.

Gezmeye doyamadığımız bir Müze’yi nasıl anlatırız bilemiyoruz. Müzedeki her oyuncağın ayrı bir hikayesi var.

Fullantalya farkıyla; Anadolu Oyuncak Müzesi…

Tekrar etmekte fayda var; Bir zamanlar Dokuma Fabrikası’nın kreş binası olarak kullanılmış bu yapı, çocuklara yönelik asıl kuruluş işleviyle de ilişkili olarak Oyuncak Müzesi’ne dönüştürülmüş. Bu özelliğiyle bile dünyada benzersiz. Müzeyi gezmeye gelenler arasında bu kreşte büyüyenler var. Ve nasıl duygulandıklarını tahmin edebilirsiniz.

İçeride sizi eğlenceli bir dünya bekliyor. Tanıdığınız, tanımadığınız bin türlü oyuncak.

Farklı zamanların ve milletlerin oyuncak kültürüyle tanışacak; en başta da Anadolu’nun kadim oyuncaklarıyla atalarınızla tanışacaksınız. Anneniz, babanız bir zamanlar oynadıkları oyuncaklarla maziye giderken siz çocukluğun saf heyecanını ve mutluluğunu yaşayacaksınız. Bu çatı altında durdukça herkes çocuk kalacak…

Anadolu Oyuncak Müzesi, Antalya’nın orta yeri Dokuma’da bir şenlik alanı. Pek çok kültür ve sanat tesisinden oluşan bir uygarlık adası. Anadolu Oyuncak Müzesi, bu kompleksin hizmete açılan ilk parçası. Yıllarca Antalyalılar’a kapalı kalan bu alan önümüzdeki yıllarda peş peşe açılacak yeni müzeler ve kültür alanlarıyla sadece Antalya’nın değil, Türkiye’nin örnek sosyal yaşam merkezlerinden biri haline gelecek. 

Nihayetinde hepimiz biraz çocuk değil miyiz” diyen  Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü, “Çocukluk yaşta değil baştadır. İnsan odaklı bir belediye olarak turistik ya da tecimsel bir kaygı olmadan toplumsal gelişim misyonuna kurumsal araç hazırlamak temel amacımız olmuştur. Anadolu Oyuncak Müzesi bu temel amacın en güzel göstergelerinden biridir. Müzemiz hem koleksiyonları hem de etkinlik programları açısından her geçen gün zenginleşerek büyüyecek, çocukların kalpleri artık burada atacaktır. Antalya’ya dünyanın en güzel oyuncak müzesini kazandırdık” ifadesini kullanıyor.

Dünyadaki benzerlerinden çok farklı

Haksız da değil. Anadolu Oyuncak Müzesi dünyadaki benzerlerinden çok farklı bir müze. Anadolu’nun derin geçmişindeki farklı kültürlerden gelen oyuncaklar yanında geleneksel geçmişimize ait yerel oyuncaklar müzeyi dünyadaki benzerlerinden farklı ve benzersiz kılıyor. Dünyadaki benzerlerinde bulunmayan bu özgünlük aynı zamanda mimari, iç mimari ve teşhir tanzim konusunda da kendini gösteriyor. Özenle hazırlanmış müze bahçesi, atölyeleri ve çevre düzenlemesi de adeta bir müze gibi kurgulanmış. 15 salonda 15 ayrı tema ve 15 farklı düzenleme söz konusu.

Giriş/ Anılar Odası, Ofis, Pinokyo-Ahşap Oyuncaklar, Masalcı Nine, Temel Reis / Deniz Odası, Sarı Avlu – Pepe, Garaj / Metal Oda / Arabalar, İstasyon / Tren Odası, Erken Cumhuriyet Sınıfı, Yap Boz – Peluş Odası, Geleneksel Esnaf Sokağı, Anadolu Geleneksel Oyuncakları, Kaleiçi Sokağı (Bizim Bakkal, Kaleiçi Oyuncakçısı), Anadolu Oyuncak Tarihi, Çok Amaçlı Salon, Müze Kafe, Atölyeler, Müze Bahçe gibi temalı salonlar dışında atölye gibi mekanlar da müze salonları anlayışında düzenlenmiş. İçerik ve tasarım olarak her salonda apayrı bir tema ve apayrı bir atmosfer var.

Müzenin koridorları da teşhir tanzim alanı olarak düzenlenmiş. 10 vitrinde 10 ayrı temada oyuncaklar sergileniyor. Teddy Bear’den dünyanın en nadide Porselen bebeklerine, mutfak eşya modellerinden uzay ve robot oyuncaklara ve Karagöz karakterlerine pek çok oyuncak bulunuyor.

Müzenin girişinde sizi Walt Disney’in elinden çıkma 82 yaşında bir Mickey Mouse karşılıyor.

Yine bu bölümde Başkan Hakan Tütüncü’nün 3 yaşındaki bir fotoğrafı ve oyuncakları var.

Girişteki sürprizlerden biri de Antalyaspor köşesi. Burada Antalyaspor’un ilk forma-şort ve çorapları, 1967 sezonunun kadrosunun posteri sergileniyor. Antalyaspor otobüsü Aydınlı bir oyuncak ustasının hediyesi.

Yaklaşık 4 bin metrekare alana oturan müzedeki 750 metrekare kapalı teşhir alanında yaklaşık 8 bin adet oyuncak bulunuyor.

Müzedeki oyuncakların hepsi kullanılmış oyuncaklar.

Müzenin Küratörü ünlü arkeolog Nevzat Çevik. Müzenin gizli kahramanlarından biri arkeolog Emrah Ünlüsoy. Başkan Tütüncü’nün müze projesindeki sağ kolu. Müthiş bir genç. Mutlaka tanışmalısınız.

Dünya oyuncaklarından örnekler içermesiyle birlikte müzenin asıl odağını Anadolu yerel oyuncakları oluşturuyor. Asıl amaç Anadolu’nun geleneksel oyun ve oyuncaklarının unutulmamasını ve geleceğe taşınmasını sağlamak. Binlerce yıllık Anadolu oyuncak tarihinden seçilmiş tarihsel örneklerle kronolojik olarak uygarlık gelişimini oyuncaklar paralelinde hatırlatırken öteki taraftan koleksiyonlarındaki geleneksel Anadolu oyuncakları yaşlılarla çocuklar arasındaki nesil farkını azaltarak sıcak bir bağ kurulmasına da aracılık ediyor.

Bir yerde çocuk varsa oyun, oyun varsa da oyuncak vardır. Büyüklerin dünyasındaki hemen her şeyin küçük modelleri çocuklar oynasın diye yapılmıştır.

Ev eşyaları, arabalar, değişik hayvanlar gibi eşya ve canlıların taklitleri dışında topaç gibi sadece oyuncak olanlar da vardır. Mağaralarda taşlarla, ağaç dallarıyla oynayan çocuktan bugün robotlarla oynayanlara kadar her zaman ve her yerde oyuncak var olmuş, dönemlerinin sosyal, kültürel ve teknik gelişmelerini de yansıtmıştır.

Antik dönemin oyuncaklarının yer aldığı bu bölüm dünyada sadece Anadolu Oyuncak Müzesi’nde var. Binlerce yıllık oyuncaklar…

Pek çok geleneksel oyun ve oyuncak, varlığını her dönem korumuştur. Tıpkı gerçek hayatta olduğu gibi değişen, mekanizmalar ve teknolojidir. Özde bir Tunç Çağ araba oyuncağıyla bugünün pilli arabaları arasında bir fark olmadığı gibi. O gün kağnı vardı, onun oyuncağını yaptılar, bugün uzay mekiği var, mekik oyuncaklarını yaptılar. Dün sayısal ortamlar söz konusu değilken manüel oyuncaklar yaptı ve birlikte oynadılar, bugün ise neredeyse tüm oyunlar ekranda yalnız başına oynanmakta.

Girişler 15 Ekim’e kadar ücretsiz. Daha sonra makul bir fiyat konacak. Pazartesi kapalı. Diğer günler 10.00 – 18.00 saatleri arasında gezebilirsiniz. İlk üç gün 15 bin kişi ziyaret etmiş. Biz dördüncü gün akşam misafir olduk, 20 bini geçtiği bilgisi verildi.

Haftanın belirli günleri Belediye Başkanı Hakan Tütüncü ziyaretçilere bizzat kendisi rehberlik ediyormuş. Maşallah Başkan’ın enerjisine hayran kalmamak mümkün değil.

Oyuncak Müzesi’nin bahçesi de adeta bir Arkeopark. Bahçede konukları tam bin yaşında 2 adet zeytin ağacı selamlıyor.

Çocuklar şarkılar eşliğinde kara trenle dolaşıyor. Başkan Tütüncü’nün ısrarıyla biz de bir tur attık. Doğrusu insan hiç inmek istemiyor.

170 yaşında bir oyuncak at. Osmanlı şehzadelerinin oynadığı atın bir benzeri. İki dünya savaşı gören bu at, Almanya Bavyera dağlarında bulunmuş ve müzeye kazandırılmış.

Osmanlı döneminin kurşun askerleri (1850)

Müzenin kafesi de ayrı bir teşhir salonu gibi kurgulanmış. Kafede bulunan vitrinlerde oyuncaklar sergilendiği gibi kafe masaları da birer masa-vitrin olarak ele alınmış ve içlerine oyuncaklar yerleştirilmiş. Müzede farklı etkinliklerde/gösterilerde kullanılmak üzere 40 kişilik küçük bir salon da yer alıyor. Kafeteryanın personeli güler yüzlü ve misafirperver. Çaylar nefis.

Son söz;

Belediye Başkanı Hakan Tütüncü, “Oyuncaklar oyuncağın ötesinde bir anlam ifade ederler” diyor ve ekliyor;

“Bir ülkenin geleceği çocukların hayallerinde gizlidir. Politikacıların vaatlerinde değil.”

Bu gezide bize eşlik eden Müze Müdürü Emrah Ünlüsoy, Akdeniz Üniversitesi Öğretim Görevlisi Kemal Genç ile Kepez Belediyesi Basın Danışmanı Gültekin Bursalı ve ekibine ayrıca teşekkür ediyoruz.

Turgut Özal’ın oyuncak fabrikası ziyareti… ve kendi el yazısı bir mektup müzenin en özel eşyaları arasında.

Dokuma Fabrikası’nın emektar marangoz tezgahı artık Pinokyo ve Geppetto Usta’ya hizmet veriyor.

Arap Kızı camdan bakarken, eski radyodan Adile Naşit o unutulmaz sesiyle masallar anlatıyor.

Başkan Hakan Tütüncü’nün objektifinden Sirkeci Garı’nın fotoğrafı duvarı süslüyor.

Cumhuriyet’in ilk yıllarında ait bir ilkokul sınıfı. O kadar canlı ki, bir an okul yıllarına gidiyorsunuz. Her şey en ince ayrıntısına kadar düşünülmüş. Okuma fişlerinin bir kısmı Ağrı’nın dağ köylerinden getirilmiş. 

Ve tabi en özel köşelerden biri Dokuma Fabrikası çalışanlarının anılarına ayrılmış. 50 yıl önce işçileri fabrikaya taşıyan servis otobüsü, duvarda o günlere ait fotoğraflar.

Anadolu Oyuncak Müzesi sadece çocuklar için değil, her yaş ve kültür grubundan insana hitap eden koleksiyonlar ve düzenlemeler içeriyor.

Dünyanın her yanından oynanan oyuncaklardan örnekler çokça varsa da, ağırlığı geleneksel geçmişimizden gelen yerel oyuncaklardan oluşuyor. Müzede her yaştan çocuklar için masum bir tebessüm dünyası yaratılmış.

Dünyanın en eski porselen bebekleri Anadolu Oyuncak Müzesi koleksiyonunda.

Anadolu Oyuncak Müzesi’nde Kaleiçi’nin eski sokakları, Bizim Bakkal ve bugün sadece anılarımızda yaşattığımız bir çok güzel şeyle karşılaşacaksınız.

Şair Edip Cansever’in dediği gibi; Gökyüzü gibi birşey bu çocukluk / Hiçbir yere girmiyor.”

1 Yorum

Yorum

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir