Gazipaşa Halkı Selinus Plajı’nda Beton İstemiyor
Seher Özen Karadeniz
Gazipaşa’nın doğal sit alanı statüsündeki Selinus sahilinde yapılması planlanan 5 yıldızlı otel projesine itiraz eden ilçe halkı, Antalya Attalos Heykeli önünde basın açıklaması yaparak sahilde betonlaşma istemediklerini bir kez daha dile getirdi.
Gazipaşa Hepimizin Platformu Sözcüsü Ziraat Mühendisi Yavuz Çetin, basın açıklamasında Gazipaşa’nın ender bulunan doğal güzellikleri nedeni ile sit alanı statüsündeki kıyılarında modası geçmiş her şey dahil turizm anlayışı yerine eko-turizm uygulamalarının hayata geçirilmesi gerektiğini savundu.
“GAZİPAŞA HALKI YAĞMAYA BOYUN EĞMEYECEKTİR”
Gazipaşa’nın son yıllara kadar ulaşımın da biraz zor olması nedeniyle hala tüm doğallığını, yerel yaşam kültürünü, dokumalarını, türkülerini, manilerini, şiirlerini, yayla anılarını ve özlemini, kendi içinde koruyan, sürdüren bir yaşam alanı olduğuna dikkat çeken Çetin, kıyılarında ve dağlarında görkemli antik kentleri bulunan, kumsallarında oluşumu devam eden, dağ köyleri ve merkez mahalleleri ile bu küçük üç kıyının tüm ilçenin nefes alma noktası olduğu belirtti. Hem yöre halkı, hem tarımsal üretim hem de doğal yaşamın devamı için söz konusu alanın korunması gerektiğinin altını çizen Çetin, “şu anda öyle bir planlama yapıldığını görüyoruz ki bu kıyılarda, ne sit alanı olduğu dikkate alınmış, ne kıyı doğal yaşam alanları, ne de ilçe halkı. Oysa biz biliyoruz ki kendi kaynaklarınızı, kendi kıyı alanlarınızı kullanamadığınız zaman esaret başlar. Karşı olduğumuz sadece deniz kıyılarına ulaşamamak değil, bir ilçe halkını, oradaki doğal yaşamı, arkadaki tarım alanlarını yok sayan bu anlayıştır. Gazipaşa Halkı geçmişte nasıl yağmaya boyun eğmemiş ve bizzat Atamızın eliyle Atamızdan adını almışsa, aynı duruşla şimdi de yağmaya boyun eğmeyecektir.”
“İLÇE HALIKININ GELECEĞİNİ ARAZİ SPEKÜLATÖRLERİNE EMANET EDİLİYOR”
Konumlandığı mahallenin nüfusundan fazla kişi barındıracak olan ilk devasa beton otelin Çed toplantısının Kahramanmaraş Depreminin üçüncü günü yapıldığını hatırlatan Çetin, “Biz bilimsel raporların, bilirkişi raporlarının, kamu yararına çalışan meslek odalarının, baronun karşı olduğu, askı süreçleri de dahil olmak üzere halkla hiç paylaşılmadan uygulanmaya çalışılan ve doğanın sesinin reddettiği bu planlamayı reddediyoruz. Planlamalar insanların doğa ve çevresiyle barışık yaşamalarını sağlamak üzere, kamu yararı için yapılmalıdır. Planlama insan zaaflarını ve rant dürtülerini uyandırmamalıdır. Bir kıyı planlaması sadece denize nazır kentsel arsa üretimine dönük önünde ilçe halkını istemeyen bir anlayışla yapılırsa, spekülatörlerin iştahını kabartır ve o toprakların gerçek sahipleri ve gerçek ihtiyacı olan insanlar asla bu alanların sahibi olamazlar ve bu alanlardan yararlanamazlar. En kötüsü de bir yerleşimin en önemli alanının, tüm kıyılarının planlanması işinin en büyük arazi toplayıcılardan birine devredilmesidir. Tüm ilçe halkının yüzyıllar sürecek olan geleceğini arazi spekülatörlerine emanet etmek…”
Kültür ve Turizm bakanlığının turizm stratejisini açıkladığı yayınında; yerel düzeyde turizm potansiyeli bulunan alanlarda sorun odaklı planlama anlayışı yerine, planlama çalışmaları bütüncül olarak ele alınacak, parçacı ve parsel bazında gelişen planlama pratiği sona erdirilerek dünya çapında yarışabilir turizm kentleri oluşturulacaktır dendiğine dikkat çeken Çetin, “ve bu planlar da yine yetkililer tarafından onaylanıyor. Bu ne yaman çelişkidir?” açıklamasında bulundu.
TARIM ALANLARI RİSK ALTINDA
Gazipaşa’nın aynı zamanda güçlü bir tarım ilçesi olduğunu hatırlatan Çetin, “Gazipaşa’da son yıllarda muzdan sonra avokado, passiflora, mango, pitaya (ejder meyvesi), papaya, longan ve litchi gibi tropikal meyve yetiştiriciliği hızla artmaktadır. Tropik ve subtropik iklim kuşağında yer alan bu bölge, mikroklima özelliklere sahiptir. Akdeniz’deki bu kuşağın dışında tropikal meyvelerin üretimi çok güçtür. Ülkemiz coğrafyasında son derece kısıtlı ve özel olan bu alanların bir daha geri dönüşü mümkün olmayacak bir şekilde kaybı, telafisi mümkün olmayan bir kayıp olacaktır” dedi.
Katma değeri yüksek olan bu meyvelerin bölge halkına ciddi anlamda ekonomik katkı sağladığını ve yakın gelecekte ülke ekonomisine de ciddi katkı sağlama potansiyelini taşıdığını kaydeden Çetin;
“Bu derece değerli tarım topraklarına sahip Gazipaşa sahilleri şimdi devasa otellerle adı turizm olan bir sisteme verilmek istenmektedir. Diğer bir deyişle, bu topraklar büyük otellerin oluşturduğu beton bloklarla kaplanarak yok edilmek istenmektedir. Bütün dünyada zararları anlaşılarak, sahilleri betona çeviren bu otellerden vazgeçilirken, Akdeniz ve Ege sahillerinde yeterince böyle oteller varken, Gazipaşa’nın tropikal sahilleri yok edilmek istenmektedir. Üstelik, turizme açılacak her şey dahil gibi halkla buluşmayan bir sistemle kurulan bu otellerin ilçe halkına da bir yararı yoktur. Sadece tropikal meyvelerin alanları yok olacaktır. Yüzyıllar boyunca oluşmuş bu tarım alanlarının beton kaplanarak yok olmasına karşıyız” dedi.
OTEL YAPILIRSA GAZİPAŞA’YI NELER BEKLİYOR
- Tarım alanları küçülecek, tarımsal üterim azalacak ve zarar görecek.
- Su kullanımı artacak,
- Atık miktarı artacak,
- Çevre kirliliği artacak,
- Bu büyük oteller Gazipaşa’nın mikroklimasını değiştirecektir. İlçede mikroklimanın değişmesi, ısınmanın artması ile açık alan ve seralarda fungal, bakteriyel, viral ve zararlı vektörel artmasına neden olacaktır.
- Tarım alanlarında su kullanımı gereksinimi artacak, bu da kuyulardan daha fazla su çekilmesine ve kullanılmasına neden olacaktır. Bu da çok tehlikeli olan yer üstü çölleşmesinden bile önemli yer altı çölleşmesine neden olacaktır.
“BETON SEVİCİLİĞİN YAŞAM ALANLARIMIZI GETİRDİĞİ NOKTA ORTADADIR”
Doğanın sesini, o sesin bilimini, Türk milletinin binlerce yıllık derin tarihiyle ve kültürüyle harmanladığı ve son yıllara kadar uyguladığı şehircilik ilkelerini dinlemeyen, yok sayan bir anlayışın şehirleri getirdiği noktanın ortada olduğunu belirten Çetin; her konuda olduğu gibi, yapılaşmada da bilimin değil de, başka etkenlerin belirleyici olduğunu, nereye ve nasıl yapı yapacağını bilmeyen anlayışın, bilimle sınırlarını bulmayan bir beton seviciliğin yaşam alanlarını tehdit ettiğini söyledi. Çetin şöyle devam etti: “Bu yanlış planlamalar insan eliyle ve yetkililerin imzalarıyla yapıldığına göre, ve henüz uygulanmaya başlanmadığına göre istenirse yeniden düzenlenebilir. Yapılması gereken, önce kapalı kapılar ardında kotarılan bu planların iptal edilmesi ve ilçemizde bir çalıştay düzenlenmesidir. Gazipaşa’nın doğallığının bugünkü önemi, tüm kıyılarımız düşünülerek konusunun uzmanı bilim insanlarınca, üniversitelerin ilgili bölümlerince, meslek odalarınca değerlendirilmeli, turizmin dünyada ilerlediği nokta, bugün ve gelecekte geçerli turizm modeli ortaya konulmalı, ilçe halkının kıyılara ulaşımı, tarımımız, doğal yaşam ve coğrafyamızın doğal verilerinin korunması öncelikli olarak düşünülmeli, kıyılardaki arazi sahiplerinin de kaybetmeyeceği, tüm ilçe halkının kazanacağı, bilimin rehberliğinde bir planlama ortaya çıkarılmalıdır. “
Gazipaşa Hepimizin Platformu temsilcileri ve Gazipaşa halkının katıldığı basın açıklamasına; Muratpaşa Belediyesi, Antalya Ziraat Mühendisleri Odası, Antalya Kent Konseyi, Antalya Barosu, Phaselis’e Dokunma Platformu, Atatürkçü Düşünce Derneği, ANSAN, Üniversiteli Kadınla Derneği, Eğitim-Sen gibi STK’lar da destek verdi.
Benzer Yazılar
-
Antalya Lezzetleri Dünyanın Damağına Talip Olurken
Yorum yapılmamış | Eyl 2, 2023
-
Yedi Bölge Tüm Renkleriyle YÖREX’te Buluşuyor
364 yorum | Eki 22, 2019
-
Çiçek Festivali İçin Bir Öneri
Yorum yapılmamış | May 25, 2017
-
Denizler Çöplüğümüz Değil! Seyirci Kalma
Yorum yapılmamış | May 23, 2018