Hiç şüphesiz ki Karaalioğlu Parkı Antalya’nın en güzel yeridir

Bir kere en baştan söyleyelim, “Karaoğlan” değil, “Karaalioğlu Parkı”dır.

Fonetik olarak “Karaoğlan” demesi kolay olabilir ama doğrusunu bilmekte ve kullanmakta fayda var.

Ekşisözlük’te “Karaalioğlu Parkı” ile ilgili sayısız yorum var;

“Büyük ihtimalle Türkiye sınırları içindeki en güzel park.”

“Denizi yukarıdan gören, çocukluğumuzda lunaparkın kurulduğu güzel ve büyük park.”

“Her Antalyalı’nın mutlaka gittiği park.”

“Çocukluğumun parkının bir kısmını hırsızlar çalmış gibi geliyor.”

“Artık eski tadı olmayan parktır. Hep güzel şeylerin bitmesi gibi bu parkta, güzelliğini kaybetmiştir.”

Önce ismiyle ilgili merakınızı giderelim; Karaalioğlu park alanının bir kısmının mülkiyeti “Karaalioğlu” isimli bir şâhısa, bir kısmı da İl Özel İdaresi’ne aitti. Vali Haşim İşcan parka “Karaalioğlu” ismini vermek suretiyle bahçe sahibi ile kamulaştırma sorunu çözdü.

Antalya Kent Müzesi’nin “Karaalioğlu Parkı” üzerine araştırmaları var. “Karaalioğlu Parkı” ile ilgili hazırlanan kitapta şu bilgiler veriliyor:

“20. Yüzyılın ilk yıllarına gelinceye değin Karaalioğlu Bahçesi bir mesire yeriydi. Bahçenin Yenikapı tarafında, sırasıyla Leski Kahvehanesi, Attalos Kulübü, Nocera Sineması, Rum Cemaati’ne ait AgiaPantaleimon Kilisesi ve Rum Mezarlığı bulunuyordu. Leski Kahvehanesi Cumhuriyetin ilk yıllarında Vatan Kıraathanesi, Nocera Sineması ise Leyla Sineması adını almış. AgiaPantaleimon Kilisesi de Türk Ocağı binası olarak kullanılmıştır.

Karaalioğlu Bahçesi’nin modern bir parka dönüşümü ise 1930’lu yılların başlarına rastlamaktadır. İpekçilik Mektebi’nin temelleri 1929 yılında atılmış, Ağustos 1930’da çifte yolun inşaatı bitmiş ve yine 1930 yılında bahçeye bir çocuk parkı yapılmıştır.

Bununla birlikte Karaalioğlu Bahçesi 1930’lu yılların başlarında bile çitlembik ağaçlarıyla çevrili bir mesire yeriydi. 27 Şubat 1931 tarihinde bahçenin içine Gazi Bulvarı açılmış, 1934 yılında da Böcekçilik Mektebi’nin yanına İpekböcekçiliği İstasyonu inşa edilmişti. 1931 yılında ise Halkevi binasının (şimdiki Büyükşehir Belediye Binası) temelleri atıldı.

Haşim İşcan’ın Valiliği döneminde, 14 Ağustos 1940 tarihinde kurulan “Antalya’yı Güzelleştirme ve Tanıtma Cemiyeti”nin öncülüğünde 2 Mart 1941 tarihinde, modern park çalışmaları başlatıldı. Üç sene süren çalışmalar sonrasında Karaalioğlu Bahçesi, “İnönü Parkı” adıyla 29 Nisan 1943 tarihinde hizmete girdi.

Park 140 bin metrekarelik bir alana kurulmuştur. Parkın içinde, denize doğu-batı yönünde, birbirine paralel üç cadde bulunmakta ve bu caddeler deniz kıyısında üç seyir terası ile sonlanmaktadır. 1970’lerin sonlarında park içinde bazı özel heykel çalışmaları gerçekleştirilmiştir.

Heykeltraş Mehmet Aksoy tarafından yapılan “İşçi ve Çocuğu”

Bu kapsamda ikinci seyir terasında Heykeltraş Mehmet Aksoy tarafından yapılan “İşçi ve Çocuğu” heykeli, üçüncü seyir terasında Kuzgun Acar’ın “El” heykeli, ikinci ve üçüncü seyir terasları arasında Cahvar Göktaş’ın “Don Kişot” heykeli bulunmaktadır. 2010 yılında ise Antalya Büyükşehir Belediyesi ve Nazım Hikmet Kültür Vakfı’nın işbirliği ile Mehmet Aksoy tarafından yapılan “Nazım Hikmet Hapiste” isimli heykelin açılışı gerçekleştirilmiştir.

Kuzgun Acar’ın “El” heykeli, Vali Haşim İşcan’ın anısına yapılmıştır. 12 Eylül döneminde başından çok trajik olaylar geçen heykelin çok bilinmeyen bir özelliği var. Rivayet o ki; Heykeltraş ve eşi, heykelin içine nikah yüzüklerini koymuştur.

Karaalioğlu Parkı, Antalya florasını yansıtan ağaç, bitki, çiçek ile kuş türleri başta olmak üzere zengin bir canlı varlığına sahiptir.”

Karaalioğlu Parkı‘nda yaşayan 54 farklı kuş türü bulunuyor

Doğal olarak tropikal Asya ve Afrika’da yaşayan “Yeşil Papağan” Karaalioğlu Parkı’nın simgesi durumunda. Kaleiçi İskele civarındaki gümrükte yakalanarak salınan veya gemilerdeki kafeslerden kaçan Yeşil Papağanlar’ın zamanla yerleşik bir topluluk haline geldiği düşünülüyor. Parkta 10-15 arasında Yeşil Papağan olduğu düşünülüyor. Ağaç oyuklarına yuvalanan Yeşil Papağanlar’ın neslinin tehlike altında olduğu ve korunması gerektiğine dikkat çekiliyor.

YeşilPapağanlar’ınyanısıra, Küçük Kumru, İbibik, Çalı Bülbülü, Arap Bülbülü, Peçeli Baykuş, Akkarınlı Sağan, Arı Kuşu, İshakkuşu diğer kuş türlerinden bazıları.

Lütfen kuşlarımıza iyi bakalım.

Karaalioğlu Parkı ilgi bekliyor

Antalya ile ilgili bir şey yazıp, Hüseyin Çimrin ağabeyimizin arşivine-kitaplarına bakmamak olmaz.

Hüseyin Çimrin ağabeyimiz Sabah Akdeniz’in 19 Mayıs 2013 tarihli  “Karaalioğlu Parkı ilgi bekliyor” başlıklı yazısında şu bilgileri veriyor;

Bu park 1940’lı yılların başında ve İkinci Dünya Savaşı’nın zor koşulları altında yetmiş bin metrekarelik bir alana, dönemin Antalya Valisi Haşim İşcan tarafından inşa ettirilmişti

Antalya’da Büyükşehir Belediye binası önünden batıya baktığınızda Antalya’nın en güzel parklarından biri vardır. Bir zamanlar bir botanik bahçesi gibi rengârenk çiçek bahçelerine sahip olan bu parka bugün gerektiği kadar önem verilmediği gibi, yollarında motorlu vasıtalar parkı dolaşanlar arasında son hızla gidip geliyorlar. Bizim gençliğimizde bu parka değil araba, bir bisikletin bile girmesine izin verilmezdi. Karaalioğlu Türkiye’nin en güzel parklarından biridir. Bugün oraya her gidişimde, parkın o eski ihtişamı gözlerimin önüne geliyor ve içim sızlıyor. Karaalioğlu parkı 1940’lı yılların başında ve İkinci Dünya Savaşı’nın zor koşulları altında yetmiş bin metrekarelik bir alana dönemin Antalya Valisi Haşim İşcan tarafından inşa edilmişti. Parkta denize uzanan Antalyalıların “mirador” olarak adlandırdıkları üç büyük seyir terasından Beydağları; Konyaaltı Plajı sahili ve uçsuz bucaksızmış gibi görünen Akdeniz’in her an değişen bir renk çümbüşü içinde muhteşem bir görünüşü vardır. İnsan saatlerce ve hiç bıkmadan bu güzelliği hayranlıkla seyredebilir.

ZOR ŞARTLAR ALTINDA YAPILDI

Antalya kent merkezinde yer alan, eşsiz doğası ve büyüklüğü ile Antalya halkının soluklanabildikleri yerlerden biri olan Karaalioğlu Parkı’nın yapımına Avrupa’nın alevler içinde yandığı 2. Dünya Savaşı yıllarında 1941 yılında Vali Haşim İşcan zamanında başlanmıştır. Haşim İşcan ilk önce Çaybaşı’ndan gelip, Atatürk Caddesi’nin altından, kalelerin tarafına geçen ve kalelerin dibinden akan suyu, Atatürk Caddesi’nin ortasından açtırdığı kanala akıtır. Etrafı yeni dikilmiş palmiye ağaçları ve renkli elektrik lambaları ile süslenmiş olan bu kanaldaki suyun, bugünkü Büyükşehir binasının önünden geçerek, Deliktaş Plajı üzerindeki Adil Aşçıoğlu’nun buz fabrikasını çalıştırıp şelale olarak denize dökülmesi sağlanır. 1940 yılından önceden halkın gezip dolaştığı çalılık bir gezi alanı olan Karaalioğlu Bahçesi, Ermeni asıllı bir Antalyalı tarafından çizilen bölgenin planında da yine yeşil alan olarak belirtilmiştir. Karaalioğlu park alanının bir kısmının mülkiyeti Karaalioğlu isimli bir şâhısa, bir kısmı da İl Özel İdaresi’ne aitti. Vali Haşim İşcan parka Karaalioğlu ismi vermek suretiyle bahçe sahibi ile kamulaştırma sorunu çözdü. Ancak sonraları bu kişinin varisi olan iki kızı ile İl Özel İdaresi arasında mülkiyet hakkından dolayı sorunlar yaşandı. Mülkiyet sorunu ancak 1977-1978 yılları arasında dönemin Belediye Başkanı Selahattin Tonguç zamanında çözülebildi. Parkın hemen hemen bugünkü genel görünümünü yaratan proje; 1940-1943 yılları arasındaki uygulandı. Vali Haşim İşcan’ın öncülüğünde zamanın İl Özel İdare Müdürü Muharrem Önal’ın başkanlığını yaptığı Antalya’yı Güzelleştirme Cemiyeti’nin katkılarıyla park düzenlemesi Mimar Necmettin Ateş’e yaptırıldı.

PARK HALKIN ESERİ

Haşim İşcan Karaalioğlu Parkı’nı 2. Dünya Savaşı sırasında yaptı. O zaman malzemeler çok kıttı. Gaz yağı yoktu, lastik yoktu. O zaman, benzin, lastik, gaz vs. her şey vesika ile alınıyordu. Fakat Haşim İşcan’ın hükümet ile arası çok iyiydi. Hiçbir yerde araba lastiği olmadığı zaman Antalya’da olurdu. Örneğin bir kamyoncuya bir lastik verirdi; “İki kamyon kum çekeceksin” derdi. Bazen bir teneke gazyağına bir lira alırdı. Antalya’yı Güzelleştirme Cemiyeti gelirlerini arttırmak için ayrıca bir piyango çekilişi düzenledi. Piyango bileti beş lira idi ve Bahçelievler’de yapılacak evlerden birisi de büyük ikramiye olarak çekilişe konuldu. Bu beş liralık piyango biletleri bazı kişilere yüzer adet verilerek satmaları istendi. Fakat bileti kime satacaklar? Halkın alım gücü yoktu. Bilet bedellerini çoğu kez kendileri ödediler. Biriken bu gibi paralarla Karaalioğlu Parkı, Kalekapısı’ndan Yenikapı Parkı’na kadar, ortadan ışıklı bir su kanalı ve kanalın iki tarafı beton iki cadde olarak düzenlendi. Atatürk Caddesi’nde parka giden su kanalları da düzenleme içine alındı. Antik Perge kentinden örnek alınarak Yediarıklar-Atatürk Caddesi arasında kanal düzenlemesi yapıldı. Bu düzenlemeyle bağlantılı olarak bugünkü görünümüne kavuşan Karaalioğlu Parkı, Antalyalıların hizmetine sunuldu. Park inşaatı, üç yıl kadar sürdü. Antalya Lisesi öğrencileri yevmiye karşılığı, mozaik taşı imal ederek hem kente, hem ekonomik yönden katkıda bulundular. Yapımı bittiğinde, Türkiye’de büyük bir ün yaptı. Devrin Cumhurbaşkanı 1943 yılında bu parkı görmeye geldi.

Bugün hâlâ parkın Gazi Bulvarı denilen girişinin iki yanında bulunan aslanlı iki lahit kapağı Korkuteli’nin Küçüköğüt Köyü’nden getirildi. Antalya’yı eğer seviyorsak, Antalya’nın bu güzel parkı şimdi yetkililerden acil olarak ilgi ve korunma bekliyor.

http://www.sabah.com.tr/akdeniz/2013/05/19/karaalioglu-parki-ilgi-bekliyor

7’den 70’e tüm Antalyalılar miradorlarda oturmaya bayılır.

Hıdırlık Kulesi

Cahvar Göktaş’ın “Don Kişot” heykeli ve asırlık Çitlenbik Ağacı. Şayet yolunuz düşerse Antalyalı Mimar-Şair Tarık Akıltopu’nun Çitlenbik şiirini okuyunuz.

Mehmet Aksoy tarafından yapılan “Nazım Hikmet Hapiste” isimli heykel.

Havuzda serinleyen kadın heykeli Karaalioğlu Parkı’nın sembolleşen yüzlerinden.

Karaalioğlu’nda semaverden demli bir çay içerken, Beydağları’nın gün içinde değişen renklerini seyretmenin doyumsuz keyfini başka hiçbir yerde bulamazsınız.

Karaalioğlu’nda dört mevsim baharı yaşarsınız.

Fotoğraflar:

http://photoantalya.blogspot.com.tr/2013/05/karaalioglu-antalyann-en-guzel-bahcesi.html

2 Yorum

Yorum

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir