“Sen zanaatkar değilsin, kiracısın”

Antalya, 1980’li yıllardan itibaren gelişen turizmle birlikte, yoğun göç aldı, nüfus patladı, her alanda hızla büyüdü. Arazinin değerlenmesi sonucu meyve bahçeleri, inşaat oldu, Kaleiçi ve çevresindeki dükkanlar “turistik” bir kimliğe büründü. Haliyle ekonomik değerleri tahmin edilemeyecek kadar arttı.

Semerci, bıçakçı, ayakkabı tamircilerinin çalıştıkları 5-10 metrekarelik dükkanlar, kuyumcu, gümüşçü oldu. Zanaatkar olarak tabir edilen esnaflar teker teker dükkanlarından çıkarıldı. Turizmin keşfiyle yaşanan büyük bir kültürel erozyonun ilk adımlarıydı aslında.

Önce kent merkezindeki “Ayakkabıcılar Çarşısı” ve “Dönerciler Çarşısı” değişime uğradı.

Bugün Ayakkabıcılar Çarşısı, taklit ayakkabı, çanta ve tekstil ürünlerinin satıldığı turistik bir yer. Meşhur Dönerciler Çarşısı’nda ise lokantadan fazla telefon firması bulunuyor.

Antalya’da “Demirciler içi Sobacılar Çarşısı” bu erozyona direnen son kale. Sobacılar Çarşısı’ndaki esnafın çoğu mesleklerinin son temsilcisi; bıçakçı, kalaycı, bakırcı ve demirci.

Tarihi Kaleiçi Semti’ne ve Kalekapısı’na 500 metre mesafedeki Sobacılar Çarşısı esnafı, birikmiş borçları nedeniyle Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından tahliye edilmek isteniyor. Borçların boylarını aştığı doğru ama işin aslı tam da öyle değil.

Kentsel dönüşüm!

Sobacılar Çarşısı 2008’de sözde daha modern bir yapıya kavuşması amacıyla Kentsel Dönüşüm Projesi adıyla belediye tarafından yıkılarak, yerine Mimar Okan Koloğlu’nun çizdiği proje uygulandı.Avrupa Birliği fonlarından “esnafı ve el sanatlarını geliştirecek” proje için 2.5 milyon lira kaynak kullanıldı.

Çarşı yıkılmadan önce 53 zanaatkar vardı. Modernize edilen çarşıda dükkan sayısı 48’e indirildi.Zanaatkarlar dükkanlarını teslim aldıklarında fark edildi ki, mimari yapı sobacılığa uygun değildi. Çünkü baca yoktu!

Çarşıya hareket getirmesi amacıyla 6 dükkan birleştirilerek Fikret Otyam Kültür Sanat Merkezi yapıldı, zaman zaman sergiler gerçekleştiriliyor. Çarşı’nın ortasındaki alanda yapılan “baca” şeklinde kule ise geçtiğimiz dönem CHP’li belediye tarafından Türkiye’nin ilk “Soba Müzesi” yapıldı. Müze fikri orijinal ama ziyaretçisi yok gibi!

İddiaya göre restorasyondan önce esnafa “kira artışı olmayacak” sözü verildi ama dükkanlar bittiğinde kiralar 200 liradan 750 liraya yükseltildi.Zanaatkarların pek çoğu baba mesleğini terk edip, başka sektörlere geçti.

Bugün çarşıda sadece 17 dükkan açık. Ancak onların da durumları iç açıcı değil.

Sayıları iki elin parmaklarını geçmeyen sobacı esnafı, Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından tahliye edilmek isteniyor. Yine iddialara göre Vakıflar, çarşıyı yüksek gelir getirici bir projede kullanmak istiyor. Esnaf kendi dükkanlarında 2 yıldır işgalci durumunda.

Vakıflar ile Sobacılar Çarşısı esnafı arasında ipler o kadar gerildi ki, esnaf, her an TOMA’ların kapıya dayanmasından endişe ediyor.

Sobacılar ve Demirciler Çarşısı Esnafı Derneği Başkanı Mustafa Kasapkara, tarih boyunca görevi zanaatkarı korumak ve kollamak olan Vakıflar’ınkatı tutumundan şikayetçi. Kasapkara’nın yaşananlarla ilgili görüşleri şöyle;

“Avrupa’da devlet el sanatlarını ve zanaatkarları yaşatmak için bir sürü teşvik verirken, bizde yüksek vergiler ve kiralar ile adeta yok edilmek isteniyoruz. Vakıflar’ın amacı zanaatkarları korumak ama bize ‘Sen zanaatkar değilsin, kiracısın’ deniyor. Bu tutumu anlamakta zorlanıyoruz. Zanaatkarlar üç nesildir burada. Çoğu esnaf arkadaşın soyadına bakın görürsünüz; ‘Bıçakcı”, ‘Örs’, ‘Körükçü’ gibi meslekleriyle alakalı soyadları var. Biz bu meslekleri dedelerimizden devraldık. Başka bir iş bilmeyiz. Şayet dükkanlarımızdan çıkarsak, sudan çıkmış balığa döneriz. Çarşı restore edilmeden önce kimsenin borcu yoktu. Kiralar artınca dengeler bozuldu.

Çarşımızda daha önceleri 40’ın üzerinde esnaf varken şu an sayımız 17’e kadar düştü. Her birimiz dükkânlarımız için vakıflara yaklaşık olarak aylık 1000 TL kira ücreti ödüyoruz ve dahası günlük 30 TL dahi kazanmıyoruz. Çoğu esnaf kardeşimiz ise hiç siftahsız dükkân kapatıyorlar. Dükkân kiralarımızın düşürülmesini istiyoruz. Vakıfların Eski Belediye İşhanı içerisinde olan dükkânlarının kiraları aylık 300-400 TL iken bizden istenen bu yüksek dükkân kiraları esnaflarımızı canından bezdirdi ve her gün bir arkadaşımız daha baba yadigârı mesleğini bırakarak kepenk indirmek durumunda kalıyor. Dükkân kiralarımız düşürülerek normale çekildiği takdirde, çarşımızdan ayrılan eski esnaflarımızdan da tekrardan bu çarşıya döneceklerine dair söz aldık ve çekiç seslerimiz de böylece kaldığı yerden devam edecek. Aylardır Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel’den randevu talep ediyoruz, yanıt yok.Vakıflar bizi çıkarıp,dükkanlarımızı 3-4 bin liraya kiraya verecek. Bizim burada olmamızı istemiyorlar.”

Kaderi Ayakkabıcılar Çarşısı gibi olmasın!

AESOB Başkanı Abdullah Sevimçok da Sobacılar Çarşısı’nın yaşaması gerektiğini vurguluyor. Antalya’ya gelen milyonlarca turiste karşın, çok azının kent merkezine indiğini belirten Sevimçok, kent merkezinin dokusunun bozulmasının bunda büyük etken olduğunu ifade ediyor;

“Sobacılar Çarşısı bu şehrin bir cazibe ve kültür merkezidir. Buranın yaşatılması ve kaderinin Ayakkabıcılar Çarşısı’na benzetilmemesi lazım. Bu çarşı, ürünlerin alınıp satıldığı değil, ürünlerin yapıldığı ve üretildiği bir çarşı olmalıdır. Bu tür yerlerde insan önemlidir, sanatkâr önemlidir, para önemli değildir. Günümüzde artık bir zanaatkâr neredeyse yok denecek kadar çok az yetişiyor. Bu yüzden Sobacılar Çarşısı içerisindeki esnaflarımıza destek çıkılması hatta onların bu sanatlarını devam ettirmeleri için de teşvik edilmeleri lazımdır. Antalya’ya yılda 12 milyon turist geliyor ama çarşılar bomboş, esnaf kirasını dahi ödeyemiyor. Turist çarşıya uğramıyor. Niye? Çünkü cazibe merkezi olması muhtemel olan bir Demirciler Çarşısı’na dahi sahip çıkamıyor ve esnafı küstürüyoruz.”

Demirciler Çarşısı esnafının modernleşme serüveni bakalım nasıl sonuçlanacak.

 

Antalya’da 100 yıl önce, henüz turizmin “t”si yokken, halk arasında sık kullanılan ifadeyle “her yer dutluk”ken, evler soba ile ısınır, sokaklardan akan arıkların buz gibi suyu ağustosta bile kente serinlik verirken, Demirciler Çarşısı (Sobacılar Çarşısı) vardı. Soba satın alınır, eskiyen bakır tencerelere, tabaklara kalay yaptırılır, körleşmiş bıçaklar bileyletilirdi.

 

Yorum

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir