“Ulaşım ve Antalya” Turizmci Gözüyle

Tourism Today dergisinin Kasım-Aralık 2011 sayısında Melih Yetiş  “Ulaşım ve Antalya” başlıklı yazısında  Antalya’nın ulaşımının problemlerinin sadece şehiriçi ile sınırlı olmadığını turizmci gözüyle kaleme almış. Yazıyı okuyunca affına sığınarak paylaşmak istedik.

“iki senedir global konjonktürel bir kriz yaşarken hizmet ve kalite çizgisinden taviz vermeden, bir yandan misafir memnuniyetini artıran diğer yandan ise turizm girdileri ile istihdama ve ülke ekonomisine lokomotif katkısıyla  büyük destek veren ve özellikle Akdeniz Havzası’ndaki rakip ülkelerin takdirini kazanarak, takdir edilerek örnek alınmaya çalışılan, ülkesinde ‘turizmin başkenti’ olarak adlandırılan ve bunu sonuna kadar hak eden bir kent.

Hepiniz turizmimizin güneydeki incisi Antalya’dan bahsettiğimi kolaylıkla algıladığına hiç kuşkum yok. İşte, ülke turizm potansiyelin 3’te birinin ziyaret ettiği böyle bir kentte düşünebiliyor musunuz gelen milyonlarca yabancı misafirlerimiz, tur operatörü kanalıyla gelmemişse hiçbir ulaşım imkanına sahip değil. Antalya Havaalanı’ndan Lara-Kundu, Belek, Kemer, Side, Alanya gibi bölgelere tek ulaşım imkanı ise taksi…

Milyonlarca misafiri, bir kentin ana artel kaısı olması ve kolaylıkla her yere ulaşabilmesi için gereken havaalanından Alanya ve Kemer arasındaki geniş coğrafyada tek ulaşım imkanı taksi… Bu milyonlarca Antalya sevdalısı misafirlerin sadece taksilerin insafına kalmış olan İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük şehirlerin çok üzerindeki fahiş taksi fiyatlarına mahkum edilmeleri ise maalesef ne kadar trajikomik bir durum.

Oysa gelişmiş ülkelerdeki ulaşım sistemleri, modern kentlerin havaalanlarından tüm kente ulaşım ağı, son derece çeşitli, bol seçenekli ve zengin ulaşım altyapılarına sahip. İsteyenin taksi ile, otobüs ile isteyenin ise yeraltı ve yer üstündeki birçok raylı sistem toplu ulaşım imkanlarını kullanmaları ile çok geniş bir ulaşım imkanlarına sahipler bu modern kentler.

Hatta artık ulaşım standartlarını bazı bölgelerde o kadar üst seviyelere çıkarmışlar ki, havaalanı terminalinden dışarıya çıkar çıkmaz gelen misafir, bir düğmeye basarak gidebileceği otelin kendisine ait misafirleri için organize etmiş oldukları shuttle (Dolmuş) hizmetini bile ayağına kadar alabiliyor ve iklim şartlarından etkilenmeden en modern şekilde konaklayacağı tesise rahat bir şekilde gidebiliyor. Keza, gelen misafir havaalanı terminalinden dışarıya kar ve yağmur gibi soğuk kış iklim şartlarından etkilenmeden asansörle alt katlara yerin altına inerek sıcak ısıtmalı ortamda sabit belirli dakika aralıkları ile gelen metro ulaşım imkanları ile otellerinin çok yakınlarına kadar ulaşım imkanı bulabilmektedirler. İşte modern yaşamın olması gereken modern ulaşım imkanları arasında sunulması gerekenler bunlardır kanısındayım.

Bizler hep gelen giden turist sayısına ve artan eksilen turizm gelirlerine odaklanmaktan bu ulaşım şartlarının Antalyamızda ne kadar eksik ve Antalya’nın  turizmin başkenti olduğu realitesine ne kadar ters olduğunu ve ülkenin turizm başkentine yakışmadığı maalesef unutuyor ve bu konuda yeterli lobi çalışmaları yapmıyoruz düşüncesindeyim.

Aslında olması gereken havaalanına gelen misafirlerimize arzu ederse taksi ile, arzu ederse kalkış ve varış saatleri, duraklarda sabit ve belirli olan otobüslerle veya tur şirketlerinin organize transfer imkanlarıyla veya en güzeli raylı metro sistemleri ile Antalya’nın her yerine ve Lara-Kundu, Kemer, Belek, Side ve Alanya gibi turizm destinasyonlarına gidebilme imkanlarını kendilerine sunabilmemiz gerçeğidir.

Ben, ayrıca Antalya Bölgesi’nde toplu taşımacılıkta deniz otobüsü, deniz dolmuşu ve arabalı vapur hizmetlerinin neden verilmediğini de anlayabilmiş değilim. Antalya, sanırım bu kadar geniş sahili ile artan nüfusuna rağmen toplu deniz ulaşımını kullanmayan ender kentlerden birisidir. Ulaşım konusu uzmanı olmadığım için Antalya’da deniz ulaşımı yapılmamasının bilimsel bir izahatı vardır belki de… Bunu bir gün konunun uzmanlarından öğrenebilme imkanı bulabilmeyi umuyorum.

O kadar geniş bir sahil kıyısında Antalya’ya gelen misafirlerin veya Antalya bölgesinde yaşayan milyon küsur insanın iş ve özel nedenlerle seyahat ihtiyaçları ile deniz ulaşım imkanları olsa, insanlar arabalarıyla arabalı vapurlara binebilseler veya deniz otobüsleri vasıtasıyla Alanya’ya, Kemer’e gidebilseler hem yoğun karayolu taşıt trafiğini azaltarak ekonomiye bir değer katacaklar hem de deniz yolundan belki daha kısa sürede ve daha verimli bir zamanda işlerini halletme imkanına kavuşacaklar.

Çocukluğum İstanbul’da geçtiği için belki de nostaljik bir özlem içerisinde böyle bir deniz ulaşımı hayali içindeyim ama deniz ulaşımı esnasında Antalya’nın o doyumsuz manzarası, yolda çay içerek insanların gidecekleri yere son derece keyifli bir şekilde, iyot kokuları arasında ulaşmasının keyfine doyum olmaz kanısındayım.

Düşünsenize, tüm bu bahsetmiş olduğum ulaşım imkanlarının Antalya bölgesinin her yerine ulaşmış olduğu bir ortamda yabancı bir turistin Alanya’da kaldığı, otelden deniz otobüsüne binerek belki de 1,1.5 saat içinde Antalya’ya ulaştığını, keyifle dolaşıp alışveriş yaptığını ve belki de bu sefer raylı metro sistemiyle oteline dönmesi kadar çağdaş bir sistemin kurulduğunu… Bu, bölgemize ne kadar artı değer katar?

Bir kere bu sağlandığı taktirde her zaman şikayet edilen turistin otellerinden çıkmadığı, kente entegre olamadığı, çıkıp alışveriş yapamadığı gerçeği bertaraf edilir. İnsanlar çok rahat bir şekilde birçok farklı alternatif ulaşım imkanlarıyla Alanya’dan kalkıp, Kemer’e gidip Ulupınar’da balık yiyebilir, Olympos’da Yanartaş’ı ziyaret edebilir veya Kemer Tekirova da kalan bir misafir metro ile belki 2 saatte veya daha az bir sürede Alanya’ya ulaşarak Alanya kalesini gezebilir, Dimçay’da keyifle bir Alabalık yiyebilir.

Bunun sayısız örneklerini Belek’den kalkıp Side’ye veya Kemer’e veya Lara-Kundu’dan kalkıp deniz yolu veya metro ile Alanya’ya, Side’ye gidip gezmek isteyebilecek milyonlarca turisti düşünecek olursak Antalya ekonomisine nasıl bir katma değer katacağını tahmin edebiliriz.

Ben, bu ulaşım imkanları ve düzelen altyapı sayesinde hep şikayetçi olduğumuz Her Şey Dahil Sistemi’nden zaman içerisinde yavaş yavaş kurtulabilmenin de bir ölçüde bu bahsetmiş olduğum toplu ulaşım sistemlerinin gelişmesine ve insanların bu sayede kaldıkları otellerden daha rahat çıkıp modern şartlarda seyahat ederek Antalya kentine entegre olmasına bağlı olduğu düşüncesindeyim.

Bir gün hayalimde Antalya’nın tıpkı Berlin’de görmüş olduğumuz muhteşem yer altı ve yer üstü modern metro raylı sistemleri ile ve denize veya nehirlere kanallara sahip olan bir Barselona, bir Venedik, bir İstanbul gibi deniz ulaşım sistemleri ile insanların çağdaş bir ulaşım imkanına sahip olmaları ve insanların işlerine sadece kendi araçları ile değil modern toplu ulaşım sistemleri ile de ulaşabilecekleri yerlere gidebilmeleri var.

Antalya’nın dünya turizm endüstrisindeki payını gelecekte çok daha arttıracağını tahmin ettiğim bir süreçte dilerim bu hayalim sadece ütopik bir hayal olarak kalmaz günün birinde gerçekleşir.

Ben, modern kent yaşamında Antalyamız da bu modern ulaşım sistemlerinin iyileştirilmesinin öncelikle bu kenti yasayan, bu kenti soluyan kendi insanimiz için, sonra da Antalya’yı tercih ederek gelen yerli ve yabancı misafirlerimiz için olmazsa olmaz çok önem arzeden bir ihtiyaç olduğu ve insanca yasayabilmenin erdeminin insanca yaşanılabilir ve hareket edilebilir bir çevre ve alt yapının geliştirilebilmesi ile mümkün olacağı düşüncesindeyim.

Dili, dini, ırkı ne olursa olsun güzel olan önce insana insanca yaklaşabilmek ve bunun altyapısını hazırlayabilmek… Turizmci olarak önemli olan turiste önce müşteri olarak değil, önce insan ve misafir olarak bakabilmek, gerisi teferruat… İşte turizmin evrenselligi ve güzelliği de burada yatıyor. Yani işin sırrı insana önce insanca yaklaşabilme erdeminde yatıyor …”

3 Yorum

Yorum

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir