Yersiz Yurtsuz Tiyatro’dan Yeni Oyun: “ŞEYLERİN SONU”

Yazar-Dramaturg Ruteba Doğan; “Son oyunumuz ‘Şeylerin Sonu’nda da; ‘neyin sonu?” noktasından birçok şeyin sonuna bakıyoruz. Aslında negatif gibi görünen bu söylemdeki pozitif tarafı da ortaya koymaya çalışıyoruz.”

Seher Özen Karadeniz

Uzun zamandır sizleri Antalya’nın tek özel tiyatrosu diyebileceğimiz, ‘Yersiz Yurtsuz Tiyatro’yla ve kurucusu dramaturg-yazar Ruteba Doğan’la tanıştırmak istiyordum. Bilen biliyor elbette ki, ben bilmeyenlere hem Ruteba Hocamızın hem de Yersiz Yurtsuz Tiyatro’nun hikayesini, perdelerini yeni bir oyunla açmaya hazırlandıkları şu sıra anlatayım istedim.

Yersiz Yurtsuz Tiyatro’nun kurucusu Ruteba Doğan, 2002 yılında girdiği Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Tiyatro Bölümü’nden 2006 yılında mezun oluyor. Son senesinde İstanbul’da DOT Tiyatrosu’nda izlediği bir oyunun sonrasında kendisi de aynı bölümden mezun olan Murat Daltaban’la tanışınca, İstanbul serüveni başlıyor. Genç yazarların eserlerine de yer vermek istediklerini, oyun yazıp yazmadığını soran Daltaban’a “Yazıyorum, çantamda da son yazdığım bir oyun var” diyor. Daltaban, oyunu okumak için hemen istiyor. Ertesi gün, çok beğendiğini, okulu bitirdiğinde gelip DOT’ta dramaturg olarak işe başlamasını, yazdığı oyunu da sahnelemek istediğini söylüyor. Böylelikle Doğan’ın da İstanbul’daki tiyatro macerası başlamış oluyor. İki yıl boyunca DOT’ta ‘Böcek’ oyununda dramaturg, diğer oyunlarda da yönetmen yardımcısı olarak çalışıyor.

Sadece tiyatro yaparak hayatını sürdürmek isteyen Doğan, İstanbul’da bunu yapamayacağını anlayınca,  Akdeniz Üniversitesi’nde Tiyatro Bölümü’nün kurulduğu sene Antalya’ya gelmeye karar veriyor ve bölümde hocalık yapmak üzere başvuruda bulunuyor. Başvurusu kabul edilince de sözleşmeli olarak 2009 yılında göreve başlıyor.  Çevresindekiler ‘Antalya’da ne işin var, DOT’tan ayrılıp gidilir mi? Emekli mi oldun ki Antalya’ya gidiyorsun” deseler de, Doğan, kararından dönmüyor. “Antalya’yı taşra olarak görüyorlardı. Bir yandan da bazı konularda taşralık hali var. Ancak ben o taşrayı hem seviyorum, hem de başka bir yerinden okumaya çalışıyorum. İnsanın kendi içinde de bir taşrası var. Taşrayı hep merkezin dışında olmak üzerinden okuduğunuzda, İstanbul haricinde her yer taşra” diyor.

“Kısıtlı imkanlarla ayakta kalmaya çalışıyoruz.”

Antalya’ya yerleşince bir yandan konservatuvarda dramaturji dersleri verirken, diğer yandan da sanat merkezlerinde drama dersleri veriyor.  Akademik eğitimini de sürdürmek isteyen Doğan, Süleyman Demirel Üniversitesi’nde yüksek lisansa başlıyor. Lara Ritm ve Kırmızı Kalem’deki drama ve tiyatro çalışmalarının ardından, 2015 yılında kurduğu Yersiz Yurtsuz Tiyatro’nun çatısı altında da kendi yazdığı oyunların yönetmenliğini de yapan Doğan’ın hayatı tiyatro diyebiliriz.

Kendilerine ait bir tiyatro salonları olmadığı için adlarını özellikle ‘Yersiz Yurtsuz’ olarak seçtiklerini belirten Doğan, kendisinin yazdığı yeni oyunları ‘Şeylerin Sonu’yla da, Octopus Kitap Kafe’nin sahnesinde tiyatroseverlerle buluşmaya hazırlandıklarını belirtti.

“Majörün sesi o kadar baskın ki, minörün sesini duyurmak istiyoruz”

Antalya Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu’nda 2014 yılında üstlendiği dramaturg görevinden bu yıl ayrıldığını, böylelikle kendi tiyatrosu Yersiz Yurtsuz’a daha çok zaman ayırdığını söyleyen Doğan, açıldıkları ilk yıl sahneledikleri “Şipşak” oyunun ardından ‘Şeylerin Sonu’nun dördüncü oyun olduğunu belirterek “Kısıtlı imkanlarla ayakta kalmaya çalışıyoruz. Bu şartlar altında dört yılda dört orijinal oyun sahneye koymamızı tiyatromuzun başarısı olarak değerlendiriyorum. Bizim yaptığımız tarz küçük mekanlarda seyirciyle yüzyüze tiyatro yapmak 80’li yıllarda Avrupa’da çok yaygındı. Bizde de 2000’li yılların başına denk geliyor. Şimdi ise İstanbul’da pek çok tiyatro, oyunlarını bu şekilde sahneliyor” dedi.

Antalya’da arka arkaya dört yıl oyun çıkaran başka özel tiyatro olmadığını kaydeden Doğan; “Yersiz Yurtsuz adına bir de şunu söyleyebilirim. Hiç yapılmamışı yapıyoruz demiyorum ancak merkezin dışında, alternatif şeyler söylüyoruz. Hissiyatlar ve bunların anlatım biçimiyle farklılaşıyoruz. Bilinen ve tanınanları kullanmadan, daha muhalif bir yerden, anlatılmayanları anlatmayı deniyoruz. Görünmeyeni göstermeye çalışıyoruz. Majörün sesi o kadar baskın ki minörün sesini duyurmak istiyoruz” dedi.

“Bir şeyin sonunda olmak aslında başka bir şeyin de başında olduğumuzu hatırlamamızı gerektiriyor.”

Ruteba Doğan, Yersiz Yurtsuz Tiyatro olarak sahneledikleri oyunlarla ilgili olarak da şunları söyledi: “Her sene bir oyunu yazarken bir önceki yılın gündeminde öne çıkarmak istediğim konulardan birini seçiyorum. “Şipşak”; işsizlik ve adaletsizlik üzerinden giden bir oyundu, ikinci oyunumuz ”Bam Güm”de, bir mülteci çocuğun hikayesi vardı. “Bozlak” ise yine adaletsizlik üzerineydi. Son oyunumuz ‘Şeylerin Sonu’nda da; ‘neyin sonu?” noktasından birçok şeyin sonuna bakıyoruz. Aslında negatif gibi görünen bu söylemdeki pozitif tarafı da ortaya koymaya çalışıyoruz. Bir şeylerin sonuna geldik, büyük bir yıkımdayız; varoluşla, vicdanla, adaletsizlikle ilgili bir yıkım bu aynı zamanda ve bütün bunların içinde nerde durup, ne yapacağımıza dair bir sondayız ve bu son acımasız bir şekilde bizi bir hiçliğe doğru götürürken, ölüm bu kadar artarken, duyarsızlık bu kadar artarken  durduğumuz bu noktada yeniden bir şeylere başlayabileceğimizi görmemiz gerekiyor.  Bir şeyin sonunda olmak aslında başka bir şeyin de başında olduğumuzu hatırlamamızı gerektiriyor. Burada bir devrim vurgusu var. Evet yıkıldık, yıkılıyoruz ancak, devrim yapmak ayağa kalkıp varolanı bozarak değil, belki de bu yıkıldığımız yerden tekrar kendimizde bir güç bularak ayağa kalkmaktır diyoruz. Ailenin de, toplumun da vermesi gerekenin yıkım anındaki umut olduğunu anlatmaya çalışıyoruz.  İki kişilik bir oyun. Hikaye babası tarafından evden kovulmuş bir kız çocuğu ile sonradan evlat edinilmiş erkek kardeş arasında geçiyor. Her ikisinin babasıyla ilişkilerinin onlarda yarattığı değişim ve yıkım anlatılıyor. Alt metin olarak Shakespeare’dan beslenen bir çalışma oldu.”

Ruteba Doğan’ın yazıp-yönettiği, Suser Başaran ve Abdullah Yıldırım’ın rol aldığı “Şeylerin Sonu” oyununun prömiyeri;  21 Aralık, Cuma günü saat 20:00’de Octopus Kitap Kafe’de yapılacak.

Yorum

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir