Adını Antalyalı hanımlar koydu; SAKLIKENT

Antalya’da belki de en iddialı sloganlardan biridir, “Önce kayak, 40 dakika sonra deniz” sloganı. Bu sloganın çıkış noktası Beydağları’nın ardındaki Antalya’ya 40 kilometre uzaklıktaki Saklıkent’tir. Yaz aylarında yayla, kış aylarında ise kayak merkezidir, Saklıkent. Son yıllarda TÜBİTAK Gözlemevi ile adını sıkça duyurur.

1970’li yıllarda Antalya ve kayak sevdalılarının, yayla ve kayak merkezi fikriyle ortaya çıkan Saklıkent, 1985 yılından bu yana kayak merkezi olarak da hizmet veriyor.

Ne yazık ki, son yıllarda bu kış sporları merkezinin çevresi mermer ocakları ile çevrelenmiş durumda.

Saklıkent’te kar kalınlığına göre yılın üç ayı (ocak—şubat-mart) kayak yapılabilmekte.

Japonya’daki FujiYama Dağı esin kaynağı oldu

Antalya’da Beydağları’nın arkasında bir kayak merkezi ve yayla kasabası kurulması fikrini ortaya atan ilk isim Vali Hüseyin Öğütçen’dir. 1971 yılında Antalya’ya tayin edilen Vali Öğütçen, “Bir İdarecinin Zamanla Yarışı” adlı kitabında Saklıkent’in kuruluşu konusunda şunları anlatmaktadır;

“Köylerden topladığım bilgiler üzerine 9 Kasım 1971 günü Beydağları’nda Bakır, Kar Çukuru, Feslikan Yaylaları’na gittim. Resimlerinden Japonya’daki FujiYama Dağı’nı anımsadım. FujiYama bizim Bakırlı Dağı’na benziyordu. Feslikan Yaylası’ndan Antalya ve Akdeniz görünüyordu. Manzara güzeldi, fakat güneye baktığı için kar tutmuyordu.

Bakırlı Dağı yakınında kış sporları merkezi ve yayla kasabasını kurmaya karar verdim. Antalya sıcak bir bölge. Kış sporları, kar sıcağının tam zıddı. Bu iki zıt imaj ile Antalya’nın reklamını daha kolay yapabilirdik. İlkbahara girerken Antalya üç mevsimi birden yaşıyor. Antalya’nın dağlarında kar, yaylalarında bahar, plajlarında binlerce insan var.

Antalya’nın sorunları, ihtiyaçları ve yayla kasabası hakkında bir toplantı düzenledim. Antalya’nın ileri gelenlerinden 150 kişiye davetiye gönderdim. Sadece 50-60 kişi geldi. Bunların bir kısmı devlet memuru idi. Büyük bir hayal kırıklığı yaşadım. Oysa bu bir başlangıçtı. Dört yıllık Antalya valiliğimde daha nice hayal kırıklıklarına uğrayıp şaşıracaktım.

Mahmut Konuk ve Sedat Uluç, 1940’lı yıllarda Geyik Bayırı Köyü yakınlarındaki Alim Pınar Mevkii’nde 20 yayla evi yaptırmak istemiş fakat sonuç alamamışlardı. Sedat Uluç, “İki valinin girişimi başarısızlıkla sonuçlandı. Siz bu işin gerçekleşeceğini nasıl garanti ediyorsunuz?” diye sormuştu.

Adını Hanımlar koydu

Bir kooperatif kurulması Antalyalılar’a öncelik tanınması kararlaştırıldı. Kış sporları merkezi ve yayla kasabası için öncelikle bir isim bulunması gerekiyordu. Karkent, Akkent, Dağkent, Karlıkent, Beykent, Baykent, gibi isimlerden sonra Saklı Yaylası’na kurulacağına göre Saklıkent olabilir denildi. Toplantıya katılan Antalyalı hanımların isteğiyle “Saklıkent” isminde karar kılındı.

Başlangıçta, kurulacak 500 ev ve evlerin bodrum katına yapılacak pansiyonlarla 2 bin yatak kapasitesi hesaplanıyordu.

Amaç, Türkiye’de ilk kez planlı bir kış sporları merkezi ve yayla kasabası kurmak, pansiyon ve oteller için kaynak bulmak, önemli bir yatak kapasitesi yaratmak, bu suretle Türk turizmine hizmet etmekti. Deniz kenarındaki tesisler kışın boş kalıyordu. Yetişmiş elemanlar kışın Saklıkent’te iş bulacaklardı. Yazın yaylaya çıkan köylülerin süt, peynir, sebze, meyve gibi ürünleri değerlenecek, inşaatlarda ve biten tesislerde iş bulacaklardı. İşsizlik Türkiye’nin kabusuydu.”

Vali Öğütçen, Saklıkent konusunu geniş bir uzmanlar kurulunda değerlendirmek için Türkiye’de bu işten anlayan isimlerin hepsini 6 Mart 1972 tarihinde Antalya’ya davet etti. O gün müthiş bir kar yağışı olması nedeniyle heyet Saklıkent’e çıkamadı. Ziyaret bir gün gecikmeli yapıldı. Uzmanların da görüşü alındıktan sonra Saklıkent imar planı ve beş tip ev projesi Abdullah Ardalı ile Nihat Güner tarafından hazırlandı. İş Saklıkent bölgesindeki arazinin satın alınmasına geldi.

Kişi olarak en büyük arazi Doyran Köyü muhtarına aitti. 1951 yılında Bulgaristan’dan gelen göçmenlere tapulu yer verilmiş, fakat köylerini terkedip Balıkesir, Bursa tarafına gitmişler. Ölümler sonucu büyük bir tarlanın 23 mirasçısı vardı. Bu sırada Vali Öğütçen’in merkeze atanması sonucu 800 bin metrekare arazinin tapu ve kadastro işlemleri yarıda kaldı. 1981 yılında kooperatife sağlanan iki milyon metrekare arazi için 2 milyon 300 bin lira ödendi.

Vali Öğütçen, Saklıkent’te inşaata başlanmasını anılarında şöyle anlatıyor;

“Arazi alındı. İnşaatlara başlanacak. Demir lazım. Kooperatife kilosu 89 kuruştan demir tahsis ettim. Serbest piyasada demir 170 kuruştu. O zaman demir Valilikçe tahsis ediliyordu. Eskişehir Valisi Mehmet Saraçoğlu’na telefon ettim. Onun aracılığı ile Eskişehir’den en iyi kiremiti indirimli olarak aldık. O yıllarda döviz sıkıntısı ve ithalat zorluğu vardı. Ticaret Bakanlığı’nda bu işlere bakan genel müdür sınıf arkadaşımdı. Onun yardımı ile çok kısa zamanda Amerika’dan güçlü bir dozer ve Fransa’dan kazıyıcı ve yükleyici bir trakskavatör getirttik. Bu işler için birkaç kez Ankara’ya gittim. Getirttiğimiz makinalarla kent içi yollar, Saklıkent – Antalya yolunun bir bölümü ve inşaatlar yapıldı.”

Vali Ögütçen, o dönemde Antalyalılar’ın kendisi için “Bu adam düpedüz deli” dediğini anlatıyor.

Saklıkent benim çocuğum

“Saklıkent benim çocuğum” diyen Öğütçen, Saklıkent’in geleceğine yönelik umudunu şöyle dile getiriyor;

“Türkiye’de dış turizme açılma şansı en yüksek kış sporları merkezi Saklıkent’tir. Uludağ iç turizme çalışmaktadır. Saklıkent Türkiye’de iç ve dış turizme dönük ve planlı olarak kurulan ilk kış sporları merkezidir. Kar durumu, elverişli kayak alanları, uzun pistleri, güneşli günleri ile yerli ve yabancıların dikkatini çekmektedir. Kış sporları merkezlerinin en büyük düşmanı sis ve fırtınadır. Avusturya ve Almanya’da’50 yıllık ortalamaya göre bir sezonda sadece 13 güneşli gün vardır. Halbuki Saklıkent hemen her gün güneşli. sis ve fırtına pek görülmez.

Dünyada kış ve deniz sporları en elverişli şekilde sadece Saklıkent’te birleşmektedir. Saklıkent’te kayak yapan bir kimse 40 dakika sonra Akdeniz’de yüzebilir. Beyrut’a yakın dağda bu mesafe 126 km., ABD’de Sandiago’da 90 km.’dir. Bu iki merkezde kayak ve deniz sporu ancak yılda bir ay yapılabilmektedir. Halbuki Saklıkent’te normal kayak sezonu 3 aydır. Denize uzaklık 43 km.’dir.”

Yorum

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir