Kimliksiz Şehirler

İlgiyle takip ettiğimiz blogların başında Blogger Bolat’ın harika bir şehir blogu olan İstanbul İstanbul Olalı geliyor.

Genel olarak bakınca tüm şehirlerimizin sorunları neredeyse aynı. Blogger Bolat’ın geçenlerde yazdığı yazıyı okurken aklımıza şu geldi. İstanbul için yazılan yazıda İstanbul kelimelerini çıkarıp yerine Antalya ekleyelim. Yazının tespiti, eleştirisi kaybolur mu? Bizce kaybolmuyor. Bir de siz deneyin…

“İstanbul ve İstanbulluların Kimliksizleşme Sorunu

İstanbullulaşmalı mı İstanbullulaşmamalı mı?

Blog yazarlığına başladığım ilk günden bu yana, kendimce İstanbul’un Antalya’nın sorunlarını yazmaya çalışıyorum. Konu başlığının ağırlığını taşıyorum şuan ve hemen sinirleniyorum. İnsan yaşadığı şehre saygı duymalı, onun hatıralarına, onun coğrafyasına ve kültürel mirasına sahip çıkmalı. İnsan İstanbul Antalya gibi bir şehrin birikimine, tarihine, coğrafyasına saygı duymalı.

Yerel yönetimlere İstanbul Antalya tarihi dersi zorunlu okutulmalı

Parti, pırtı ayırmadan söylüyorum. İstanbul’u Antalya’yı yöneten büyük şehir belediyesi ve ilçe belediyeleri de bence bu kentin ağırlığı altında eziliyor. İlçe belediyesinde görev alacak memurlara, bürokratlara İstanbul’un Antalya’nın tarihi zorunlu ders olarak okutulmalı, sınavdan çakana berat verilmemeli.

İstanbul Antalya kimliğini koruyamıyor başkalaşıyor

Blogger Bolat der ki “İstanbul Antalya kimliğini koruyamıyor.” Şehri yönetenler siyasi iradenin altında eziliyorlar. Böylece şehir de kimliksizleşiyor. Çılgın projeler yerine ayakları yere basan şehrin ruhuna uygun projeler yapılamıyor. Bir İstanbullu Antalyalı olarak ilan ediyorum daha ulaşım, trafik gibi kaba sorunlarımız çözülemeden, bize sofistike projelerle gelmeyin aman diyeyim!

Kentsel tasarım fiyaskosu İstanbul Antalya

İstanbul’da Antalya’da büyük bir metropolde olması gereken planlama yok, var olan planlara da uyulmuyor. Böyle giderse Galata Kulesi Kaleiçi anlamını kaybedecek! Kentsel tasarım diye bir olay yok. Maliyet, maliyet, maliyet!

İstanbul’da Antalya’da meydan yok, Taksim meydanına Cumhuriyet maydanına ne derece meydan denir sizin takdirinize bırakıyorum. Meydanlar sosyal ilişkilerin kurulduğu çok dinamik mekânlardır.

Meydanlar önemlidir. Kuru kalabalık toplamak için değil, yaşamın orta yerinde durduğu sürece meydan meydandır. Meydanlarda düşünce ortamı gelişir insanlar kafalarını dağıtırlar. Bunlar zamanla oluşurlar. Ben meydan yaptım, hadi gidin orda toplanın, demekle meydan olmaz.

Bina inşa edilerek şehir olunmaz

Her şeyi siyasilere atmak konusunda çok istekliyiz. Oysa siyasetçi dediğin insan senin benim içinden yani bu toplumdan çıkıyor. Eğer bir gün medeni ve müreffeh bir toplum olacaksak bireysel ahlakımızın geliştiği gündür diyebilirim. Siyaset neyse sen de o sun çünkü! Topu taca atmaya gerek yok!”

Yok aslında birbirimizden farkımız…

2 Yorum

admin için bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir